İHRACAT DERGİSİ - TURKISH EXPORTER
İhracatın Önüne “e’ Gelirse Ne Değişir? Günümüzde internetin kullanımının gittikçe artması ticaretle ve ihracatla da iç içe olmasını beraberinde getiriyor. İhracatın önüne gelen ’e’ harfi ile birlikte elektronik hızın anlamı dışında öne çıkan bir konu daha var, “Eğitim”
E-İç Ticaret ve E-Dış Ticaret Uzmanlığı kavramını, eğitim ve uygulamalarını gösteren Türkiye’deki ilk ve tek yasal eğitim kurumu Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Genel Müdürü Ali Altınel ile Türkiye’de ihracatın önüne e’nin gelmesiyle ne değiştiğini, e-ihracat eğitimini, kobilerin ve aile şirketlerinin değişime bakış açısını konuştuk.
E-ihracat ile kobiler dünyanın her yerine ulaşabilme potansiyeline sahip oluyorlar. Sizce Türkiye’de kobiler e-ihracatı biliyor ve uyguluyor mu?
Üzülerek ifade etmeliyim ki; ülkemizdeki KOBİ’ler ekonominin temel taşları olmalarına rağmen kendi güçlerinin farkına varamadıkları gibi çağın gereklerine de ayak uydurmakta geç kalıyorlar. İşletmeler güncel sorunları ile uğraşmaktan değişime ve yeniliklere, dolayısı ile büyümeye ve ürünlerini Uluslararası pazarlara çıkarmaya zaman bulamıyorlar. İnternet teknolojilerini kullanarak Uluslararası pazarlara ulaşma eğiliminde olan firma sayısı son iki yılda beklentiler kadar olmasa bile bir artış olduğunu görmekteyiz. E-İhracat ülkemizdeki KOBİ’ler üzerinde oranlama yapacak olursak %7’lik bir kesim tarafından bilinmekte ve uygulanmaktadır.
E-ihracattan öncesini düşünürsek ticarette bir devrim niteliğinde olduğunu söyleyebilir miyiz? İhracatın önüne ‘e’ gelince ne değişti?
İnternet teknolojilerini kullanarak ihracat gerçekleştirmek iş dünyası için gerçekten devrim niteliğindedir. İhracatın önünde E yokken işler nasıl yürütülüyordu? Otuz yıldır sektörün içinden gelen biri olarak, işin içinde E olmayan zamanlarda neler yapıyorduk kısaca bahsedeyim.
Satacağımız ürünlerle ilgili bilindik alıcılar kimlerse sekreterler o alıcılardan randevular alırdı. Bizler de uçağa atlar randevu alınan firmalara ürün numune ve katalogları ile gider malı satmaya yani sipariş almaya çalışırdık.
Bu işverenimizin cebinden çok fazla para çıkmasına ve zaman kaybına yol açardı. Bizler işverenimizin parası ile ülkeleri gezmiş olurduk. Diğer bir yöntem ise sektörlere göre düzenlenen fuarlardı. Fuara hazırlanır gider ayağımıza gelen müşterilere ürünleri satmaya çalışırdık. Fuar masrafları da işverenimizin cebinden yüklü miktar harcamaya neden olurdu. Kısaca işverenler zaman ve para harcayıp hedeflerine ulaşmaya çalışıyordu.
Kelimenin başına E gelince ne değişti?
İhracat kelimesi E-İhracata dönüşünce çok az maliyetle, zaman ve mekâna bağlı kalmadan yılın 365 günü aranıldığında bulunan firmalar haline geldik. Sadece bilindik alıcılar değil bütün dünya müşterimiz oldu. Aynı zamanda ulaşamadığımız diğer alıcılara çok rahat ulaşma fırsatını bulduk. İşveren çok daha az maliyetle çok daha fazla alıcıya ürün satışını gerçekleştirip pazar ve ürün yelpazesini genişleterek olası krizlere karşı daha güçlü hale geldi.
Türkiye’de çok fazla aile şirketi var. Sizce aile şirketleri ihracat potansiyellerini yeterince kullanabiliyor mu? E-ihracata, değişime nasıl bakıyorlar?
Aile şirketleri potansiyellerini gerektiği kadar kullanamıyorlar. Bunun en önemli sebebi kurumsallaşamamaktır. Bu tür işletmelerde, itaatkâr bir akraba ilişkisi içinde büyüklere hürmet ve saygı kelimelerinin ön planda tutulduğu durum söz konusudur. Firmalara danışmanlık hizmeti verdiğimizden dolayı aile şirketleri hakkında fazlaca deneyim sahibi olduk. Biraz bunlardan bahsedeyim.
Bu tür işletmelerde dede, baba ve torun olmak üzere üç kuşak birden bulunmaktadır.
Dede, işin temelini atan ve bu durumun mimarı olarak kendini görmekte fakat E kavramı, bilgisayar ve internet onun için bir anlam ifade etmemektedir.
Baba, teknoloji konusunda sadece işletmenin faaliyeti doğrultusundaki gelişmeleri görebilmekte ve izin alabildiği ölçüde işletmenin makinelerini modernize etmektedir. Ancak, E kavramı, bilgisayar, internet konusu ilgisini çekse dahi bunları kullanma yeteneğine sahip olmadığı için direnç göstermektedir.
Torun, üniversite mezunu ufku açık, gelişime ve değişime öncülük edebilecek kapasitede olmasına rağmen önce dede ve kısmen babasının şiddetli direnci ile karşılaşmaktadır.
Onlara göre “internet kullanarak ticaret yapılamaz, yapılsa bile görmediğimiz bir adama mal verirsek dolandırılırız paramızı alamayız, bu çocuk bizi batırır, bunlar boş işler” düşüncesi hâkimdir.
Bu durumda torun inancını ve direncini zamanla kaybeder ve bir süre sonra teslimiyetçi bir ruhla büyüklerin dediği yolda yürümeye başlar ve bunun karşılığında bütçeye uygun bir araba ile ödüllendirilir.
Genel olarak değişime bakış açıları şöyledir. İşletmede kullanılan makinelerin bilgisayar ile daha verimli çalışmasına “evet” fakat bilgisayar ve interneti kullanarak ihracata “hayır”.
Bu manzara karşısında net bir şekilde aile şirketleri ihracat potansiyellerini yeterince kullanamadıkları gibi gelecekte olası krizlere karşı savunmasız hale gelmektedir diyebiliriz. Yani kendi ayaklarına kurşun sıkmaktalar.
Yukarıda bahsettiğimiz türe uygun olmayan ve yeni neslin önünü açarak değişime destek veren işletme oranı ancak %2 diyebiliriz. Bu işletmeler de zaten kısa sürede hızla büyüyerek marka hale geliyorlar.
E-ihracat, e-ticaret Türkiye’de istenilen düzeyde mi? Dünyadaki kadar yaygın mı? Olacak mı?
Başında E olan ticaret biçimini ikiye ayırmak gerekiyor. E-İhracat kavramı yurt dışına satılan ürünleri ifade etmekte ve bu konuda kesin bir rakam bulunmamaktadır.
E-Ticaret dediğimiz kavram yerel satışlar yani bir web sitesi üzerinden son kullanıcıya ülke içinde gerçekleştirilen satışlar anlaşılmalıdır. 2011 verilerine göre 18 milyar TL’lik bir e-iç ticaret hacmi oluşmuştur.
Geçen yıl dünyada E-Ticaret hacmi toplam 10 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bu verilere göre E-İç ve E-Dış ticaret hacmimiz dünyadaki e-ticaret hacmi ile kıyaslamamız mümkün değildir.
Gelecek yirmi yıl içinde en fazla E-İhracat ve E-Ticaret yapan ilk 10 ülke içinde olmamız şaşırtıcı olmamalıdır. Çünkü ülkemizdeki nüfus yapısına bakıldığında birçok ülkeden daha genç ve yeniliğe açık olduğu görülecektir.
Yarınlar ülkemiz lehine dengelerin değişeceğini işaret etmektedir.
Siz e-ihracat ve e-ticaret eğitim kurumu olarak eğitimlerinizde, şirketlere en çok hangi konuları anlatmada zorluk çekiyorsunuz?
Konunun daha net anlaşılması için ülkemizin bu konuda geçirdiği ve bizim yaşadığımız sorunları anlatmakta fayda görüyorum.
Yorktrade Foreign Trade Institute olarak E-İç ve E-Dış ticaret kavramını 2003 yılında Türkiye’ye getirdik. Bu konuyu en fazla T.C.Milli Eğitim Bakanlığına anlatırken zorlandık. Çünkü o tarihte Bakanlık müfredatlarında E diye bir kavram yoktu. 2004 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığına gittiğimizde ise konudan haberdar fakat uygulama yapmamış bir personelle karşılaştık. 2009 yılında ise Dış Ticaret Müsteşarlığı o kadar hızlı çalışmış ki KOBİ’lere yönelik E-Ticarete Yönlendirme Desteği başlığı ile destek oluşturarak kullanımlarına sundu.
Devlet beklentilerimizden hızlı ve olumlu gelişmelere imzasını koydu. Yine 2009 yılında kurumumuzu davet ederek KOBİ’lere bu eğitimin verilmesini ve müfredatın gözden geçirilmesini istedi. Kısa bir çalışma ile bugün Türkiye sınırları içinde verilen eğitimin içeriğini oluşturduk. Devlet bu firmaların eğitim için ödedikleri meblanın %70’ini eğitimi alan firmaların hesabına iade ettiği gibi her firmadan da dört kişiye eğitim imkânı sağlamaktadır. Devletimiz üzerine düşeni yapmaktadır. En büyük sorun firmaların bu eğitime katılmaya ikna etmektir.
Bugün uyguladığımız uzmanlık sertifika programları herkesin rahatça anlayabileceği ve uygulamalı olarak yürütülen sorunsuz programlardır. Anlatmakta zorlandığımız hiçbir konu bulunmamaktadır.
Eğitim kurumu olarak biz eğitim uzmanlarını sektörün içinden gelmiş halen ticaret hayatında faal olarak bulunan yöneticilerden oluşturduk. Firmaların ne istediğini ve beklentilerini çok iyi biliyoruz.
Eğitime katılan firmaların %80’i “biz bu iş için geç kalmışız keşke beş yıl önce gelseydik çok daha farklı olurduk” demektedir.
Eğitim ile uygulamada farklılıklar oluyor mu? Geri dönüşüm ne kadar oluyor?
Eğitim ile uygulama farklı olamaz. Çünkü uygulama eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Müfredat tamamen firmaların beklentileri doğrultusunda oluşturulmuştur.
Eğitim bittikten sonra en fazla 1-2 ay sonra ürünlerini satan firmalar bulunmaktadır. Bir otomotiv yan sanayicisi firma hiç ihracat yapmamışken eğitim sonrasında bir ay içinde Yunanistan’a ilk ihracatını gerçekleştirmiştir.
Geri dönüşüm tamamen firmadan eğitim alan kişilerin çalışmalarına bağlıdır. İstemek ve becerikli olmak kişilere özel durumdur. Bizim bu duruma müdahale şansımız bulunmamaktadır.
E-ihracat hakkındaki çekinceler neler oluyor? Eğitimlerde bunu aşmak mümkün oluyor mu? Türk kobisi internet ortamına ısınabildi mi?
KOBİ’lerin internet ortamına ısınması ve ihracat yapabilmelerini sağlamak zamana bağlı bir durum olarak değerlendirilmelidir. İşletmelerin yaklaşık %70’lik gibi bir oranında internet kullanılıyor. Kullanım amaçları haberleşme, sosyal ağların kullanımı ve basitçe bir web sayfasının sergilenmesinden öteye geçmiyor.
Eğitime gelmek için karar verme sürecinde firmalar, sektörlerinden bu eğitimi almış olanları takip ederek “Eğer faydalı olmuşsa biz de gideriz” mantığında düşünüyorlar. Başarı öykülerini ve devletin bu konuda sağladığı destekleri basının her mecrasından duyurarak bu konuyu ilgi odağı haline getirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
İşletmeler karar verme sürecini atlattıktan sonra eğitim sürecinde bu işin ne kadar kolay olduğunu gördüklerinde şaşırıyorlar. Tek ve en büyük sorun, aldıkları eğitimini faydalarını rakiplerine ve sektördeki diğer firmalara anlatmamalarıdır. Bu doğal karşılanmalı diye düşünüyorum.
Devletin ihracat teşvikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yeterli mi? Size göre teşviklerde ihtiyaçlar nelerdir?
Mesleki yaşantım sırasında gördüğüm en faydalı destekler bugün hali hazırda uygulamada bulunan desteklerdir diyebilirim. Konuyu bildiğim ve İhracat Genel Müdürlüğündeki bürokratları tanıdığım için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Destek konusunda devletimizin elindeki bütün imkânları işletmelerin emrine sunması ve ağır aksak giden bürokrasi işleyişinin hızlanması en önemli göstergedir. Bence devlet destekleri yeterlidir.
Ancak uygulamada bazı değişikliklerin yapılması gerekliliğine inanıyorum. Şöyle ki; Bir işletme yeterli eğitime sahip değilse diğer destekleri kullanmasına izin verilmemeli. Destekler adım-adım kullandırılmalı Eğitim temel şart olarak konulmalıdır.
Eğitimi tamamlayan işletme danışmanlık, ürünü ile ilgili AR-GE desteğine başvuru yapabilme şansına sahip olmalı, daha sonra da fuarlara ve yurt dışı pazar araştırmaları ve heyetlerle iş gezilerine gidebilmelidir.
En sonunda da yurt dışı birimler açma, (ofis, mağaza veya showroom, depo oluşturma) ile marka ve reklam giderlerinin karşılanması için destek talebinde bulunmalıdır.
Devlet desteklerinin ticaret ve sanayi odaları başta olmak üzere işadamları dernekleri ve diğer STK’larda sıkça gündeme getirilerek daha fazla KOBİ’nin bundan faydalanmasını sağlamak gerektiğini düşünüyorum.
Sıkıntı devlet desteklerinin tanıtımında yaşanmaktadır. İşleyiş ve destek çeşitliliğinde sorun yoktur.
Mesleğimiz gereği firmalarla yaptığımız röportajlardan birçok ihracat başarısının bilgisini alıyoruz. İki çalışanıyla bir milyon liralık ihracat yapanı da var. Distribütörlük anlaşmaları imzalayanı da var. Konuştuğumuz çoğu şirket kendisine 2023 hedefi belirlemiş oluyor ve gelecekten umutlu. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Sizce 2023 vizyonuna e-ihracatın katkısı ne olur?
Firmaların doğru zamanda doğru yerde bulunmaları kazançlarını ve gelecekte olmak istedikleri noktayı belirleyici unsur olur. Çalışan sayısı ne olursa olsun önemli olan istemek ve bunu uygulamaya koymaktır.
2023 vizyonu ülkemiz iş dünyasına verilmiş bir olumlu mesajdır. Hedef belirlenmiş ve o hedefe doğru etkin bir çalışma gerçekleştirilmektedir. Devletin ve iş dünyasının ortak hedefte buluşması istikrarı sürdürülebilir hale getirmekte ve moral vermektedir. Erişilebilir bir hedeftir diyebilirim. Ben kendi adıma bu konuya katkı sağlamak için facebookta “Hedef 2023-500 Milyar Dolar İhracat” başlığı ile bir sayfa oluşturarak katılımcılara E-iç ve dış ticaret konularında bilgi paylaşımı yapmaktayım. Aynı başlıkta bir web sayfasının tasarımını da tamamlamak üzereyim. Emeğe ve deneyime saygı duyulduğu sürece bilgi paylaşımı kadar güzel bir duygu yoktur. Bunu her mecrada yapmaya çalışıyorum.
E-İç Ticaret ve E-Dış Ticaret Uzmanlığı kavramını, eğitim ve uygulamalarını gösteren Türkiye’deki ilk ve tek yasal eğitim kurumu Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Genel Müdürü Ali Altınel ile Türkiye’de ihracatın önüne e’nin gelmesiyle ne değiştiğini, e-ihracat eğitimini, kobilerin ve aile şirketlerinin değişime bakış açısını konuştuk.
E-ihracat ile kobiler dünyanın her yerine ulaşabilme potansiyeline sahip oluyorlar. Sizce Türkiye’de kobiler e-ihracatı biliyor ve uyguluyor mu?
Üzülerek ifade etmeliyim ki; ülkemizdeki KOBİ’ler ekonominin temel taşları olmalarına rağmen kendi güçlerinin farkına varamadıkları gibi çağın gereklerine de ayak uydurmakta geç kalıyorlar. İşletmeler güncel sorunları ile uğraşmaktan değişime ve yeniliklere, dolayısı ile büyümeye ve ürünlerini Uluslararası pazarlara çıkarmaya zaman bulamıyorlar. İnternet teknolojilerini kullanarak Uluslararası pazarlara ulaşma eğiliminde olan firma sayısı son iki yılda beklentiler kadar olmasa bile bir artış olduğunu görmekteyiz. E-İhracat ülkemizdeki KOBİ’ler üzerinde oranlama yapacak olursak %7’lik bir kesim tarafından bilinmekte ve uygulanmaktadır.
E-ihracattan öncesini düşünürsek ticarette bir devrim niteliğinde olduğunu söyleyebilir miyiz? İhracatın önüne ‘e’ gelince ne değişti?
İnternet teknolojilerini kullanarak ihracat gerçekleştirmek iş dünyası için gerçekten devrim niteliğindedir. İhracatın önünde E yokken işler nasıl yürütülüyordu? Otuz yıldır sektörün içinden gelen biri olarak, işin içinde E olmayan zamanlarda neler yapıyorduk kısaca bahsedeyim.
Satacağımız ürünlerle ilgili bilindik alıcılar kimlerse sekreterler o alıcılardan randevular alırdı. Bizler de uçağa atlar randevu alınan firmalara ürün numune ve katalogları ile gider malı satmaya yani sipariş almaya çalışırdık.
Bu işverenimizin cebinden çok fazla para çıkmasına ve zaman kaybına yol açardı. Bizler işverenimizin parası ile ülkeleri gezmiş olurduk. Diğer bir yöntem ise sektörlere göre düzenlenen fuarlardı. Fuara hazırlanır gider ayağımıza gelen müşterilere ürünleri satmaya çalışırdık. Fuar masrafları da işverenimizin cebinden yüklü miktar harcamaya neden olurdu. Kısaca işverenler zaman ve para harcayıp hedeflerine ulaşmaya çalışıyordu.
Kelimenin başına E gelince ne değişti?
İhracat kelimesi E-İhracata dönüşünce çok az maliyetle, zaman ve mekâna bağlı kalmadan yılın 365 günü aranıldığında bulunan firmalar haline geldik. Sadece bilindik alıcılar değil bütün dünya müşterimiz oldu. Aynı zamanda ulaşamadığımız diğer alıcılara çok rahat ulaşma fırsatını bulduk. İşveren çok daha az maliyetle çok daha fazla alıcıya ürün satışını gerçekleştirip pazar ve ürün yelpazesini genişleterek olası krizlere karşı daha güçlü hale geldi.
Türkiye’de çok fazla aile şirketi var. Sizce aile şirketleri ihracat potansiyellerini yeterince kullanabiliyor mu? E-ihracata, değişime nasıl bakıyorlar?
Aile şirketleri potansiyellerini gerektiği kadar kullanamıyorlar. Bunun en önemli sebebi kurumsallaşamamaktır. Bu tür işletmelerde, itaatkâr bir akraba ilişkisi içinde büyüklere hürmet ve saygı kelimelerinin ön planda tutulduğu durum söz konusudur. Firmalara danışmanlık hizmeti verdiğimizden dolayı aile şirketleri hakkında fazlaca deneyim sahibi olduk. Biraz bunlardan bahsedeyim.
Bu tür işletmelerde dede, baba ve torun olmak üzere üç kuşak birden bulunmaktadır.
Dede, işin temelini atan ve bu durumun mimarı olarak kendini görmekte fakat E kavramı, bilgisayar ve internet onun için bir anlam ifade etmemektedir.
Baba, teknoloji konusunda sadece işletmenin faaliyeti doğrultusundaki gelişmeleri görebilmekte ve izin alabildiği ölçüde işletmenin makinelerini modernize etmektedir. Ancak, E kavramı, bilgisayar, internet konusu ilgisini çekse dahi bunları kullanma yeteneğine sahip olmadığı için direnç göstermektedir.
Torun, üniversite mezunu ufku açık, gelişime ve değişime öncülük edebilecek kapasitede olmasına rağmen önce dede ve kısmen babasının şiddetli direnci ile karşılaşmaktadır.
Onlara göre “internet kullanarak ticaret yapılamaz, yapılsa bile görmediğimiz bir adama mal verirsek dolandırılırız paramızı alamayız, bu çocuk bizi batırır, bunlar boş işler” düşüncesi hâkimdir.
Bu durumda torun inancını ve direncini zamanla kaybeder ve bir süre sonra teslimiyetçi bir ruhla büyüklerin dediği yolda yürümeye başlar ve bunun karşılığında bütçeye uygun bir araba ile ödüllendirilir.
Genel olarak değişime bakış açıları şöyledir. İşletmede kullanılan makinelerin bilgisayar ile daha verimli çalışmasına “evet” fakat bilgisayar ve interneti kullanarak ihracata “hayır”.
Bu manzara karşısında net bir şekilde aile şirketleri ihracat potansiyellerini yeterince kullanamadıkları gibi gelecekte olası krizlere karşı savunmasız hale gelmektedir diyebiliriz. Yani kendi ayaklarına kurşun sıkmaktalar.
Yukarıda bahsettiğimiz türe uygun olmayan ve yeni neslin önünü açarak değişime destek veren işletme oranı ancak %2 diyebiliriz. Bu işletmeler de zaten kısa sürede hızla büyüyerek marka hale geliyorlar.
E-ihracat, e-ticaret Türkiye’de istenilen düzeyde mi? Dünyadaki kadar yaygın mı? Olacak mı?
Başında E olan ticaret biçimini ikiye ayırmak gerekiyor. E-İhracat kavramı yurt dışına satılan ürünleri ifade etmekte ve bu konuda kesin bir rakam bulunmamaktadır.
E-Ticaret dediğimiz kavram yerel satışlar yani bir web sitesi üzerinden son kullanıcıya ülke içinde gerçekleştirilen satışlar anlaşılmalıdır. 2011 verilerine göre 18 milyar TL’lik bir e-iç ticaret hacmi oluşmuştur.
Geçen yıl dünyada E-Ticaret hacmi toplam 10 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bu verilere göre E-İç ve E-Dış ticaret hacmimiz dünyadaki e-ticaret hacmi ile kıyaslamamız mümkün değildir.
Gelecek yirmi yıl içinde en fazla E-İhracat ve E-Ticaret yapan ilk 10 ülke içinde olmamız şaşırtıcı olmamalıdır. Çünkü ülkemizdeki nüfus yapısına bakıldığında birçok ülkeden daha genç ve yeniliğe açık olduğu görülecektir.
Yarınlar ülkemiz lehine dengelerin değişeceğini işaret etmektedir.
Siz e-ihracat ve e-ticaret eğitim kurumu olarak eğitimlerinizde, şirketlere en çok hangi konuları anlatmada zorluk çekiyorsunuz?
Konunun daha net anlaşılması için ülkemizin bu konuda geçirdiği ve bizim yaşadığımız sorunları anlatmakta fayda görüyorum.
Yorktrade Foreign Trade Institute olarak E-İç ve E-Dış ticaret kavramını 2003 yılında Türkiye’ye getirdik. Bu konuyu en fazla T.C.Milli Eğitim Bakanlığına anlatırken zorlandık. Çünkü o tarihte Bakanlık müfredatlarında E diye bir kavram yoktu. 2004 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığına gittiğimizde ise konudan haberdar fakat uygulama yapmamış bir personelle karşılaştık. 2009 yılında ise Dış Ticaret Müsteşarlığı o kadar hızlı çalışmış ki KOBİ’lere yönelik E-Ticarete Yönlendirme Desteği başlığı ile destek oluşturarak kullanımlarına sundu.
Devlet beklentilerimizden hızlı ve olumlu gelişmelere imzasını koydu. Yine 2009 yılında kurumumuzu davet ederek KOBİ’lere bu eğitimin verilmesini ve müfredatın gözden geçirilmesini istedi. Kısa bir çalışma ile bugün Türkiye sınırları içinde verilen eğitimin içeriğini oluşturduk. Devlet bu firmaların eğitim için ödedikleri meblanın %70’ini eğitimi alan firmaların hesabına iade ettiği gibi her firmadan da dört kişiye eğitim imkânı sağlamaktadır. Devletimiz üzerine düşeni yapmaktadır. En büyük sorun firmaların bu eğitime katılmaya ikna etmektir.
Bugün uyguladığımız uzmanlık sertifika programları herkesin rahatça anlayabileceği ve uygulamalı olarak yürütülen sorunsuz programlardır. Anlatmakta zorlandığımız hiçbir konu bulunmamaktadır.
Eğitim kurumu olarak biz eğitim uzmanlarını sektörün içinden gelmiş halen ticaret hayatında faal olarak bulunan yöneticilerden oluşturduk. Firmaların ne istediğini ve beklentilerini çok iyi biliyoruz.
Eğitime katılan firmaların %80’i “biz bu iş için geç kalmışız keşke beş yıl önce gelseydik çok daha farklı olurduk” demektedir.
Eğitim ile uygulamada farklılıklar oluyor mu? Geri dönüşüm ne kadar oluyor?
Eğitim ile uygulama farklı olamaz. Çünkü uygulama eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Müfredat tamamen firmaların beklentileri doğrultusunda oluşturulmuştur.
Eğitim bittikten sonra en fazla 1-2 ay sonra ürünlerini satan firmalar bulunmaktadır. Bir otomotiv yan sanayicisi firma hiç ihracat yapmamışken eğitim sonrasında bir ay içinde Yunanistan’a ilk ihracatını gerçekleştirmiştir.
Geri dönüşüm tamamen firmadan eğitim alan kişilerin çalışmalarına bağlıdır. İstemek ve becerikli olmak kişilere özel durumdur. Bizim bu duruma müdahale şansımız bulunmamaktadır.
E-ihracat hakkındaki çekinceler neler oluyor? Eğitimlerde bunu aşmak mümkün oluyor mu? Türk kobisi internet ortamına ısınabildi mi?
KOBİ’lerin internet ortamına ısınması ve ihracat yapabilmelerini sağlamak zamana bağlı bir durum olarak değerlendirilmelidir. İşletmelerin yaklaşık %70’lik gibi bir oranında internet kullanılıyor. Kullanım amaçları haberleşme, sosyal ağların kullanımı ve basitçe bir web sayfasının sergilenmesinden öteye geçmiyor.
Eğitime gelmek için karar verme sürecinde firmalar, sektörlerinden bu eğitimi almış olanları takip ederek “Eğer faydalı olmuşsa biz de gideriz” mantığında düşünüyorlar. Başarı öykülerini ve devletin bu konuda sağladığı destekleri basının her mecrasından duyurarak bu konuyu ilgi odağı haline getirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
İşletmeler karar verme sürecini atlattıktan sonra eğitim sürecinde bu işin ne kadar kolay olduğunu gördüklerinde şaşırıyorlar. Tek ve en büyük sorun, aldıkları eğitimini faydalarını rakiplerine ve sektördeki diğer firmalara anlatmamalarıdır. Bu doğal karşılanmalı diye düşünüyorum.
Devletin ihracat teşvikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yeterli mi? Size göre teşviklerde ihtiyaçlar nelerdir?
Mesleki yaşantım sırasında gördüğüm en faydalı destekler bugün hali hazırda uygulamada bulunan desteklerdir diyebilirim. Konuyu bildiğim ve İhracat Genel Müdürlüğündeki bürokratları tanıdığım için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Destek konusunda devletimizin elindeki bütün imkânları işletmelerin emrine sunması ve ağır aksak giden bürokrasi işleyişinin hızlanması en önemli göstergedir. Bence devlet destekleri yeterlidir.
Ancak uygulamada bazı değişikliklerin yapılması gerekliliğine inanıyorum. Şöyle ki; Bir işletme yeterli eğitime sahip değilse diğer destekleri kullanmasına izin verilmemeli. Destekler adım-adım kullandırılmalı Eğitim temel şart olarak konulmalıdır.
Eğitimi tamamlayan işletme danışmanlık, ürünü ile ilgili AR-GE desteğine başvuru yapabilme şansına sahip olmalı, daha sonra da fuarlara ve yurt dışı pazar araştırmaları ve heyetlerle iş gezilerine gidebilmelidir.
En sonunda da yurt dışı birimler açma, (ofis, mağaza veya showroom, depo oluşturma) ile marka ve reklam giderlerinin karşılanması için destek talebinde bulunmalıdır.
Devlet desteklerinin ticaret ve sanayi odaları başta olmak üzere işadamları dernekleri ve diğer STK’larda sıkça gündeme getirilerek daha fazla KOBİ’nin bundan faydalanmasını sağlamak gerektiğini düşünüyorum.
Sıkıntı devlet desteklerinin tanıtımında yaşanmaktadır. İşleyiş ve destek çeşitliliğinde sorun yoktur.
Mesleğimiz gereği firmalarla yaptığımız röportajlardan birçok ihracat başarısının bilgisini alıyoruz. İki çalışanıyla bir milyon liralık ihracat yapanı da var. Distribütörlük anlaşmaları imzalayanı da var. Konuştuğumuz çoğu şirket kendisine 2023 hedefi belirlemiş oluyor ve gelecekten umutlu. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Sizce 2023 vizyonuna e-ihracatın katkısı ne olur?
Firmaların doğru zamanda doğru yerde bulunmaları kazançlarını ve gelecekte olmak istedikleri noktayı belirleyici unsur olur. Çalışan sayısı ne olursa olsun önemli olan istemek ve bunu uygulamaya koymaktır.
2023 vizyonu ülkemiz iş dünyasına verilmiş bir olumlu mesajdır. Hedef belirlenmiş ve o hedefe doğru etkin bir çalışma gerçekleştirilmektedir. Devletin ve iş dünyasının ortak hedefte buluşması istikrarı sürdürülebilir hale getirmekte ve moral vermektedir. Erişilebilir bir hedeftir diyebilirim. Ben kendi adıma bu konuya katkı sağlamak için facebookta “Hedef 2023-500 Milyar Dolar İhracat” başlığı ile bir sayfa oluşturarak katılımcılara E-iç ve dış ticaret konularında bilgi paylaşımı yapmaktayım. Aynı başlıkta bir web sayfasının tasarımını da tamamlamak üzereyim. Emeğe ve deneyime saygı duyulduğu sürece bilgi paylaşımı kadar güzel bir duygu yoktur. Bunu her mecrada yapmaya çalışıyorum.
İŞTE KOBİ WEB SAYFASI
KOBİ'ye Dış Ticaret Kursu Parası DTM'den
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), 2010'da dış ticaret eğitimine katılan KOBİ'lerin masraflarının yüzde 70'ini karşılayacak.
2010'a kadar katılım masraflarının yüzde 90'ının devlet tarafından karşılandığını dile getiren Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel, "Bizim derdimiz bu konuyu KOBİ'lere anlatamamak. Bu durumdan haberdar olup da bu işin nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var" dedi.
Altınel, KOBİ'lerin kurslara katılmaları halinde devlete ek bedel ödemekten çekindiklerini ancak devletin böyle bir beklentisi olmadığını bildirdi.
2003'ten bu yana mevzuat ve e-ticaret konularında Yorktrade Enstitüsü çatısı altında dış ticaret eğitimi verdiklerini dile getiren Altınel, "Amacımız, uluslararası pazarlara açılmak isteyenlere yardımcı olmak ve dünya genelinde kurulan portallarda müşterileri buluşturmak" dedi.
2008'e kadar kişisel eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, 2008'de DTM'nin eğitime önem vermeye başladığını, KOBİ başına 20 bin dolar para tahsis ettiğini, ancak bu miktarı 21 Kasım itibariyle 10 bin dolara düşürdüğünü anlattı.
Altınel, şunları kaydetti: "2 yıl sürecek eğitimlerde devlet yüzde 50'sini ödüyor. Ancak bundan haberdar olup da nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var.
Devlet KOBİ'lere 'portallara üye ol, ürününü kaydet' diyor. Üye olup iş yapmayan pek çok KOBİ var. Aynen arabası olanın ehliyeti olmaması ya da ehliyeti olanın arabası olmaması gibi bir durum. KOBİ'lerin uluslararası arenada yer edinebilmesi için kamu özel sektörle işbirliğine girdi. Devletle iş yapan ilk kuruluş da Yorktrade oldu."
2010'a kadar katılım masraflarının yüzde 90'ının devlet tarafından karşılandığını dile getiren Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel, "Bizim derdimiz bu konuyu KOBİ'lere anlatamamak. Bu durumdan haberdar olup da bu işin nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var" dedi.
Altınel, KOBİ'lerin kurslara katılmaları halinde devlete ek bedel ödemekten çekindiklerini ancak devletin böyle bir beklentisi olmadığını bildirdi.
2003'ten bu yana mevzuat ve e-ticaret konularında Yorktrade Enstitüsü çatısı altında dış ticaret eğitimi verdiklerini dile getiren Altınel, "Amacımız, uluslararası pazarlara açılmak isteyenlere yardımcı olmak ve dünya genelinde kurulan portallarda müşterileri buluşturmak" dedi.
2008'e kadar kişisel eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, 2008'de DTM'nin eğitime önem vermeye başladığını, KOBİ başına 20 bin dolar para tahsis ettiğini, ancak bu miktarı 21 Kasım itibariyle 10 bin dolara düşürdüğünü anlattı.
Altınel, şunları kaydetti: "2 yıl sürecek eğitimlerde devlet yüzde 50'sini ödüyor. Ancak bundan haberdar olup da nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var.
Devlet KOBİ'lere 'portallara üye ol, ürününü kaydet' diyor. Üye olup iş yapmayan pek çok KOBİ var. Aynen arabası olanın ehliyeti olmaması ya da ehliyeti olanın arabası olmaması gibi bir durum. KOBİ'lerin uluslararası arenada yer edinebilmesi için kamu özel sektörle işbirliğine girdi. Devletle iş yapan ilk kuruluş da Yorktrade oldu."
PARA DERGİSİ “Herkes ihracatçı olacak"
Türkiye, ihracatını artırmak için yeni bir strateji belirliyor. “Herkes ihracatçı olacak; aşılmadık sınır kalmayacak” sloganıyla 180 ülke tek tek masaya yatırılıyor. Türk ihracatçısı için yeni bir yol haritası çiziliyor...
GLOBAL krizle birlikte dünya ekonomisinde taşlar yerinden oynadı. Kimi ülkelerden toparlanma işaretleri gelse de hala dip noktadan çıkamayanlar var. Bundan sonraki aşamada tüm bu dönemi iyice inceleyip yeni oyuna göre yeni kurallar belirlemeye sıra geliyor. Krizden ilk çıkış sinyallerini veren ülkeler yeni reformları devreye sokmaya başlıyor. Türkiye de en önemli silahlarından birini çekmeye hazırlanıyor. İhracatı artırmak için yeni bir strateji belirliyor. Bugünlerde 180 ülke tek tek masaya yatırılıyor. Her ülkenin ihracat hamleleri değerlendirilip Türk ihracatçısı için yeni bir yol haritası hazırlanıyor.
Önce değişen dünyayı dış ticaret rakamlarıyla inceleyelim. 2008'de 16 trilyon dolar olan dünya ticaret hacmi, 2009 yılında 4.4 trilyon dolarlık gerileme ile 11.6 trilyon dolara düştü. Yüzde 27.8'lik bu gerilemenin ancak 2013'te telafi edilmesi bekleniyor. Dünya ticaretindeki 4.4 trilyon dolarlık kayıp Fransa ve İngiltere'nin milli gelirlerinin toplamına denk düşüyor.
4.4 trilyon doların 1.6 trilyon doları, yani yüzde 36'sı AB bölgesindeki düşüşten kaynaklanıyor. Küresel krizde Türkiye'nin ihracatı da bir önceki yıla oranla yüzde 22.6 düşüş yaşadı. Avrupa pazarlarındaki kayıp 21 milyar dolar. Bu kayıp Avrupa'daki talebin daralmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle başlanan yeni pazar arayışları sonucunda ise 2009'da 75 ülkeye ihracat artırıldı.
TÜRKİYE’NİN HEDEFLERİ BÜYÜK
Dünyanın 2013'de yüzde 2.1, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 4.7 büyümesi bekleniyor. Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlayacağı 2023 yılında dünya gelirlerinin 87 trilyon dolara, dünya mal ihracatının ise 32-34 trilyon dolarlar seviyesine çıkması öngörülüyor. 2009 yılında Türkiye, dünya mal ihracatından bin 85 oranında pay alarak ihracatını 102.1 milyar dolara ulaştırdı. 2023 yılında ise 34 trilyon dolarlar seviyesine çıkması beklenen dünya mal ihracatından yüzde 1.6 pay alarak ihracatı 500 milyar dolara çıkartmak en büyük gaye...Bugünkü rakamlara bakacak olursak, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Mart ayında ihracat, 2009 yılının aynı ayına göre yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon 397 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın ilk üç ayında ihracat yüzde 22.3 artışla 25 milyar 686 milyon 32 bin dolar oldu.
Son 12 aydaki ihracat rakamı ise yüzde 13.21 düşüşle, 101 milyar 777 milyon 88 bin dolar olarak gerçekleşti. TİM verilerine göre yılın ilk çeyreğinde 4.74 milyar dolar ile en çok ihracat yapan sektör otomotiv endüstrisi olurken; otomotivi hazır giyim ve konfeksiyon ile demir-çelik ürünleri takip etti.
Orta Vadeli Program’da 2010 yılı için hedeflenen ihracat rakamı 107 milyar dolar. TİM 111 milyar dolarlık hedef koydu. DTM’nin hedefi ise 115 milyar dolar olarak belirlendi.
İHRACATA DÖNÜK ÜRETİM
Yeni ihracat stratejisi çerçevesinde ilk hedef ihracatçı sayısını artırmak...
İhracata dönük üretim stratejisi yapılacak. İlk olarak ihracata dönük üretim stratejisi değerlendirme kurulu kurulacak. İhracat odaklı üretim stratejisi değerlendirme kurulunda, ihracattan sorumlu Devlet Bakanı, bakanlığa bağlı müsteşarlık ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TÜBİTAK, Merkez Bankası yanında Bankalar Birliği, TİM, TOBB, TÜSİAD ve diğer kuruluşlar olacak.Türkiye ithalatının yüzde 70'den fazlasını ara malı, yüzde 15'ini yatırım malı ve yüzde 13’ünü ise tüketim malı oluşturuyor. İhracat için dışarıdan getirilen ara mallarının mümkün olduğunca Türkiye'de üretimi sağlanacak. Bu kapsamda ortak satın alma organizasyonu oluşturulacak.
Yeni strateji kapsamında dahilde işleme rejimi de yeniden yapılandırılacak. Dahilde işleme rejimi, ihraç ürünün elde edilmesinde kullanılan girdilerin gümrük muafiyetli olarak ithal edilmesidir. Rejim kapsamında ihracatçılara, ihraç mamullerinde kullanılmak kaydıyla dünya piyasa fiyatlarından hammadde temini amaçlanıyor. Serbest dolaşımda olmayan eşyanın üretimde kullanılmak amacıyla getirilmesi, işlem görmüş eşya olarak yeniden ihraç edilmesini düzenliyor. Dahilde işleme rejimi kapsamında gümrük muafiyetli ithalatın yanı sıra vergi, resim ve harç istisnası da uygulanıyor.
İhracatçı envanteri çıkartılacak. İhracat koçluğu projesi gerçekleştirilecek. Programla ihracat koçları KOBİ'lere her türlü eğitimi verecek. Pazar giriş komitesi kurulacak. Bu çerçevede pazara giriş engelleri ve pazara giriş konusunda iki ayrı komite oluşturulacak. Fuarlar konusunda etkinlik artırılacak. Girdi tedarik stratejisi yapılacak.
DESTEKLER DE ŞEKİLLENİYOR
İşte bu rakamlar ışığında şekillendirilen yeni stratejiyle sürdürülebilir ihracatçı eşiği belirleniyor. Bu da birden fazla ülkeye 100 bin dolardan fazla ihracat yapılması... Bundan sonra verilecek destekler de sürdürülebilir ihracatçı eşiği göz önünde bulundurularak verilecek. Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan (DTM) verilen devlet yardımları da yeniden yapılandırılacak. Bugüne kadar verilen desteklerin yüzde 70 tarım ihracatına verilmiş, oysa bu alan ihracatın yüzde 13’ünü kapsıyor.Tarım sektörüne yardımı Tarım Bakanlığı yapacak. Böylece Ar-Ge ve teknolojiye verilen destekler artacak. Bundan sonra ara malı ithalatı yerine, bunu ikame edecek, yerli üretime teşvik verilecek.
Eximbank için özel bir çalışma yapılacak. Bankanın ihracat yapanlara 3 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık vadeler veren ve bankaların vermiş olduğu kredileri sigorta edecek bir yapıya dönüşmesi için yapılan çalışmalar Başbakan’ın talimatıyla Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda ele alınacak.
İhracata yönelik devlet yardımları
Tüm devlet yardımlarının uygulanmasında nihai onay mercii DTM-Dış Ticaret Müsteşarlığı... "İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı" kapsamında 11 adet destek programı bulunuyor:
1. Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) Yardımı
2. Pazar Araştırması ve Pazarlama Desteği
3. Eğitim ve Danışmanlık Yardımı
4. Çevre Maliyetlerinin Desteklenmesi
5. İstihdam Yardımı
6. Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma, İşletme ve Marka Tanıtım
7. Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi
8. Uluslararası Nitelikteki Yurtiçi İhtisas Fuarlarının Desteklenmesi
9. Yurtdışı Fuar Katılımlarının Desteklenmesi
10. Tasarım Desteği
11. Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Desteği
Bu devlet yardımlarından "Pazar Araştırması ve Pazarlama Desteği" ile "Eğitim ve Danışmanlık Yardımı" için uygulamacı kuruluş ise İGEME...
İGEME’ye göre nasıl ihracatçı olunur?
İhracatçılar Birliği’ne üye olan her Türk vatandaşı ve firması yasal olarak ihracat yapabilir. Bu yasal zeminin oluşturulmasından başlayarak fiili ihracatın gerçekleşmesine kadar gidilecek yol çok çeşitli aşamaları içermektedir. Üstelik daha önce, Türkiye dışında hiç iş yapmamış bir firma için bu süreç karmaşık ve ürkütücü görünebilir. Ancak ihracatın temel ilkeleri basittir, kolaylıkla öğrenilebilir ve uygulanabilir. Farklı sektörlerden değişik büyüklükteki binlerce Türk firmasının yöneticileri ve girişimcileri bu temel ilkeleri başarılı bir şekilde uygulayıp, dünyanın dört bir tarafına ihracat yapmaktadır.
Fakat işe başlamadan önce bazı temel ilkeleri öğrenmek durumundasınız. Ürünlerinizin dış pazarlara uyup uymayacağını ve ihracata başlamak için gerekli kaynaklarınızın olup olmadığını önceden bilmelisiniz. Ürününüz için en elverişli hedef pazarların tespit edilmesinden ürünlerinizi tutundurmanıza kadar geçen süreçte emek, zaman ve para harcamanız gerekecek. Ama ihracatı başardığınız zaman cironuzun arttığını, karlılığınızın yükseldiğini, kendi ülkenizdeki müşterilere olan bağımlılığınızın azaldığını, firmanızın imajının değiştiğini ve pazarlık gücünün arttığını göreceksiniz. Yerel bir firmadan dünya çapında iş yapan bir firmaya dönüşmeye başlayacaksınız. Bu, bir anlamda firmanızın geleceğine yatırım yapmanız demektir.
Zafer ÇAĞLAYAN / Devlet Bakanı
“Büyük denizlere açılma planı yapıyoruz”
Ülke masaları kurduk. Bu çerçevede o ülkenin vatandaşı olan, Türkçe’yi ve o ülkenin lisanını çok iyi konuşan elemanlarla saha çalışmaları yapacağız. O insanlarla gidilmedik ülke, şehir, köy, ticaret bölgesi bırakmayacağız. Çin ithalatı hangi ülkelerden yapıyor, Türkiye'nin bunda payı nedir? Neden Türkiye o ithalattan yeterince pay almıyor? Dünya ithalatından yüzde 1 pay alan Türkiye, halen yüzde 1 ihracat payıyla performansını sürdürüyor. Dünyanın en büyük ithalatçısı olan ve 1.6 trilyon dolar ithalat yapan ABD'den Türkiye neden 3.2 milyar dolar pay alıyor? Neden 1 trilyon dolarlık ithalat yapan Çin'den 1.5 milyar dolarlık bir payla binler seviyesinde pay alıyor. Bu konuda farkındalığı oluşturmamız gerekiyor. İyi tanıyacağız ve iyi tanıtacağız. Yapacağımız çalışmalarla hangi ürün ve sektörlerde başarılı olacağımızı ortaya çıkaracağız.
Türkiye'yi 300 beygirlik motor gücüne sahip ve 300 kilometre hızla gidebilecek bir otomobile benzetiyorum. Ancak Türkiye'nin bugün bu gücünün ne kadarını kullanabildiğinin, ne kadar sürat yapabildiğinin değerlendirilmesi gerekir.Çevre ve komşu ülkelerle ''sıfır sorun, sınırsız ticaret'' hedefi çerçevesinde çalışmaları yoğunlaştırdık. Yeter ki nereye ne satacağımızı bilelim, nereye neyi satamadığımızı iyi tespit yedelim. Bütün çalışmalarımız bunun üzerine odaklanmıştır. Türkiye'nin performansı son derece yüksektir. Türkiye sözü geçen ülke olmuştur''
Yurtdışı müteahhitlik sektörünün çalışmaları son derece başarılı bir şekilde devam ediyor. Sektör her şeye rağmen yıllık ortalama 20 milyar dolarlık bir taahhüt alıyor ve bunu 2012'ye kadar 30 milyar dolar rakamına çıkaracağız. Yılda en az 50 milyar dolar altyapı ve üst yapı işi üstlenilecek bir yapının oluşturulması gerekiyor. Hizmetler sektöründe ihracata önemli katkı veren müteahhitlik göz bebeği sektör. Bu sektörü ilgilendiren alanlarda Suudi Arabistan, Irak, Hindistan ve Avrupa'nın birçok bölgesinde çok ciddi yatırımlar yapılacak.
Orta Vadeli Program’da ihracat hedefi 107.5 milyar dolar. 115 milyar dolar hedef koyduk, TİM'den onun sözünü aldık. “Bunu biraz daha geçmemiz gerekir mi” diye yoğun bir gayret içerisindeyiz. Okyanuslara, büyük denizlere açılma planı yapıyoruz. Gemi limanda güvendedir ama hiçbir gemi limanda demirli beklesin diye yapılmaz. Bizim de bekleyecek durumda olmamamız gerek. Amacımız, sanayimizi, ticaretimizi, ihracatımızı küresel iklimden en az etkilenecek şekilde düzenlemek.
Strateji olmaksızın dış pazarlara açılmak yerine planlı şekilde dünya pazarlarına girmeyi içeren bir program hazırladık. Tüm ülkeleri, yaşanan gelişmeleri ve ülkelerin aldığı ekonomik kararları, öngörülerini, hedeflerini, dış ticaret stratejilerini birebir izledik.
İki ayda dış ticaret uzmanı olun / e-dış ticareti öğretiyor
Dış ticareti artık internetten ve elektronik ortamdan bağımsız düşünmek mümkün değil. Türkiye’de en yaygın e-dış ticaret eğitimini Yorktrade E-Dış Ticaret Okulları veriyor. Merkezi Newyork’ta olan Yorktrade, ilk şubesini 2002 yılında İzmir’de açtı. Halen İzmir, İstanbul, Bursa ve Ankara’da eğitimlerini sürdürüyor. Yorktrade E-Dış Ticaret Okulları İstanbul Genel Müdürü Ali Altınel, bugüne kadar 20 bin mezun verdiklerini belirtiyor. Türkiye’de dış ticaret bilen yetişmiş eleman eksikliği olduğunu belirten Altınel, “Türkiye’de genellikle eğitimler mevzuat ağırlıklı oluyor. Biz de ilk aşamada mevzuat eğitimi veriyoruz. İkinci aşamadaysa bilgisayar laboratuarlarımızda uluslararası pazarlara açılmayı öğreniyor” diyor. Yorktrade’in hafta içi beş gün, saat 9.30-13.30’da gerçekleşen eğitimleri dört haftada tamamlanıyor. Haftanın üç günü süren eğitimlerse 6 haftada bitiyor. Hafta sonu sabah ve öğleden sonra iki grup şeklinde verilen eğitimleriyse 8 haftada tamamlanıyor. Ayrıca kurum, eğitim alanlara bir yıl boyunca ücretsiz danışmanlık veriyor. Ağustos 2009’dan itibaren DTM, e-dış ticaret eğitimi alan şirketlerin eğitim masraflarının yüzde 70’ini karşılıyor. Yorktrade’in, DTM ve İGEME, onaylı ilk e-dış ticaret eğitimi veren kuruluş olduğunu da belirtelim.
GLOBAL krizle birlikte dünya ekonomisinde taşlar yerinden oynadı. Kimi ülkelerden toparlanma işaretleri gelse de hala dip noktadan çıkamayanlar var. Bundan sonraki aşamada tüm bu dönemi iyice inceleyip yeni oyuna göre yeni kurallar belirlemeye sıra geliyor. Krizden ilk çıkış sinyallerini veren ülkeler yeni reformları devreye sokmaya başlıyor. Türkiye de en önemli silahlarından birini çekmeye hazırlanıyor. İhracatı artırmak için yeni bir strateji belirliyor. Bugünlerde 180 ülke tek tek masaya yatırılıyor. Her ülkenin ihracat hamleleri değerlendirilip Türk ihracatçısı için yeni bir yol haritası hazırlanıyor.
Önce değişen dünyayı dış ticaret rakamlarıyla inceleyelim. 2008'de 16 trilyon dolar olan dünya ticaret hacmi, 2009 yılında 4.4 trilyon dolarlık gerileme ile 11.6 trilyon dolara düştü. Yüzde 27.8'lik bu gerilemenin ancak 2013'te telafi edilmesi bekleniyor. Dünya ticaretindeki 4.4 trilyon dolarlık kayıp Fransa ve İngiltere'nin milli gelirlerinin toplamına denk düşüyor.
4.4 trilyon doların 1.6 trilyon doları, yani yüzde 36'sı AB bölgesindeki düşüşten kaynaklanıyor. Küresel krizde Türkiye'nin ihracatı da bir önceki yıla oranla yüzde 22.6 düşüş yaşadı. Avrupa pazarlarındaki kayıp 21 milyar dolar. Bu kayıp Avrupa'daki talebin daralmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle başlanan yeni pazar arayışları sonucunda ise 2009'da 75 ülkeye ihracat artırıldı.
TÜRKİYE’NİN HEDEFLERİ BÜYÜK
Dünyanın 2013'de yüzde 2.1, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 4.7 büyümesi bekleniyor. Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlayacağı 2023 yılında dünya gelirlerinin 87 trilyon dolara, dünya mal ihracatının ise 32-34 trilyon dolarlar seviyesine çıkması öngörülüyor. 2009 yılında Türkiye, dünya mal ihracatından bin 85 oranında pay alarak ihracatını 102.1 milyar dolara ulaştırdı. 2023 yılında ise 34 trilyon dolarlar seviyesine çıkması beklenen dünya mal ihracatından yüzde 1.6 pay alarak ihracatı 500 milyar dolara çıkartmak en büyük gaye...Bugünkü rakamlara bakacak olursak, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Mart ayında ihracat, 2009 yılının aynı ayına göre yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon 397 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın ilk üç ayında ihracat yüzde 22.3 artışla 25 milyar 686 milyon 32 bin dolar oldu.
Son 12 aydaki ihracat rakamı ise yüzde 13.21 düşüşle, 101 milyar 777 milyon 88 bin dolar olarak gerçekleşti. TİM verilerine göre yılın ilk çeyreğinde 4.74 milyar dolar ile en çok ihracat yapan sektör otomotiv endüstrisi olurken; otomotivi hazır giyim ve konfeksiyon ile demir-çelik ürünleri takip etti.
Orta Vadeli Program’da 2010 yılı için hedeflenen ihracat rakamı 107 milyar dolar. TİM 111 milyar dolarlık hedef koydu. DTM’nin hedefi ise 115 milyar dolar olarak belirlendi.
İHRACATA DÖNÜK ÜRETİM
Yeni ihracat stratejisi çerçevesinde ilk hedef ihracatçı sayısını artırmak...
İhracata dönük üretim stratejisi yapılacak. İlk olarak ihracata dönük üretim stratejisi değerlendirme kurulu kurulacak. İhracat odaklı üretim stratejisi değerlendirme kurulunda, ihracattan sorumlu Devlet Bakanı, bakanlığa bağlı müsteşarlık ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TÜBİTAK, Merkez Bankası yanında Bankalar Birliği, TİM, TOBB, TÜSİAD ve diğer kuruluşlar olacak.Türkiye ithalatının yüzde 70'den fazlasını ara malı, yüzde 15'ini yatırım malı ve yüzde 13’ünü ise tüketim malı oluşturuyor. İhracat için dışarıdan getirilen ara mallarının mümkün olduğunca Türkiye'de üretimi sağlanacak. Bu kapsamda ortak satın alma organizasyonu oluşturulacak.
Yeni strateji kapsamında dahilde işleme rejimi de yeniden yapılandırılacak. Dahilde işleme rejimi, ihraç ürünün elde edilmesinde kullanılan girdilerin gümrük muafiyetli olarak ithal edilmesidir. Rejim kapsamında ihracatçılara, ihraç mamullerinde kullanılmak kaydıyla dünya piyasa fiyatlarından hammadde temini amaçlanıyor. Serbest dolaşımda olmayan eşyanın üretimde kullanılmak amacıyla getirilmesi, işlem görmüş eşya olarak yeniden ihraç edilmesini düzenliyor. Dahilde işleme rejimi kapsamında gümrük muafiyetli ithalatın yanı sıra vergi, resim ve harç istisnası da uygulanıyor.
İhracatçı envanteri çıkartılacak. İhracat koçluğu projesi gerçekleştirilecek. Programla ihracat koçları KOBİ'lere her türlü eğitimi verecek. Pazar giriş komitesi kurulacak. Bu çerçevede pazara giriş engelleri ve pazara giriş konusunda iki ayrı komite oluşturulacak. Fuarlar konusunda etkinlik artırılacak. Girdi tedarik stratejisi yapılacak.
DESTEKLER DE ŞEKİLLENİYOR
İşte bu rakamlar ışığında şekillendirilen yeni stratejiyle sürdürülebilir ihracatçı eşiği belirleniyor. Bu da birden fazla ülkeye 100 bin dolardan fazla ihracat yapılması... Bundan sonra verilecek destekler de sürdürülebilir ihracatçı eşiği göz önünde bulundurularak verilecek. Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan (DTM) verilen devlet yardımları da yeniden yapılandırılacak. Bugüne kadar verilen desteklerin yüzde 70 tarım ihracatına verilmiş, oysa bu alan ihracatın yüzde 13’ünü kapsıyor.Tarım sektörüne yardımı Tarım Bakanlığı yapacak. Böylece Ar-Ge ve teknolojiye verilen destekler artacak. Bundan sonra ara malı ithalatı yerine, bunu ikame edecek, yerli üretime teşvik verilecek.
Eximbank için özel bir çalışma yapılacak. Bankanın ihracat yapanlara 3 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık vadeler veren ve bankaların vermiş olduğu kredileri sigorta edecek bir yapıya dönüşmesi için yapılan çalışmalar Başbakan’ın talimatıyla Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda ele alınacak.
İhracata yönelik devlet yardımları
Tüm devlet yardımlarının uygulanmasında nihai onay mercii DTM-Dış Ticaret Müsteşarlığı... "İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı" kapsamında 11 adet destek programı bulunuyor:
1. Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) Yardımı
2. Pazar Araştırması ve Pazarlama Desteği
3. Eğitim ve Danışmanlık Yardımı
4. Çevre Maliyetlerinin Desteklenmesi
5. İstihdam Yardımı
6. Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma, İşletme ve Marka Tanıtım
7. Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve Turquality'nin Desteklenmesi
8. Uluslararası Nitelikteki Yurtiçi İhtisas Fuarlarının Desteklenmesi
9. Yurtdışı Fuar Katılımlarının Desteklenmesi
10. Tasarım Desteği
11. Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Desteği
Bu devlet yardımlarından "Pazar Araştırması ve Pazarlama Desteği" ile "Eğitim ve Danışmanlık Yardımı" için uygulamacı kuruluş ise İGEME...
İGEME’ye göre nasıl ihracatçı olunur?
İhracatçılar Birliği’ne üye olan her Türk vatandaşı ve firması yasal olarak ihracat yapabilir. Bu yasal zeminin oluşturulmasından başlayarak fiili ihracatın gerçekleşmesine kadar gidilecek yol çok çeşitli aşamaları içermektedir. Üstelik daha önce, Türkiye dışında hiç iş yapmamış bir firma için bu süreç karmaşık ve ürkütücü görünebilir. Ancak ihracatın temel ilkeleri basittir, kolaylıkla öğrenilebilir ve uygulanabilir. Farklı sektörlerden değişik büyüklükteki binlerce Türk firmasının yöneticileri ve girişimcileri bu temel ilkeleri başarılı bir şekilde uygulayıp, dünyanın dört bir tarafına ihracat yapmaktadır.
Fakat işe başlamadan önce bazı temel ilkeleri öğrenmek durumundasınız. Ürünlerinizin dış pazarlara uyup uymayacağını ve ihracata başlamak için gerekli kaynaklarınızın olup olmadığını önceden bilmelisiniz. Ürününüz için en elverişli hedef pazarların tespit edilmesinden ürünlerinizi tutundurmanıza kadar geçen süreçte emek, zaman ve para harcamanız gerekecek. Ama ihracatı başardığınız zaman cironuzun arttığını, karlılığınızın yükseldiğini, kendi ülkenizdeki müşterilere olan bağımlılığınızın azaldığını, firmanızın imajının değiştiğini ve pazarlık gücünün arttığını göreceksiniz. Yerel bir firmadan dünya çapında iş yapan bir firmaya dönüşmeye başlayacaksınız. Bu, bir anlamda firmanızın geleceğine yatırım yapmanız demektir.
Zafer ÇAĞLAYAN / Devlet Bakanı
“Büyük denizlere açılma planı yapıyoruz”
Ülke masaları kurduk. Bu çerçevede o ülkenin vatandaşı olan, Türkçe’yi ve o ülkenin lisanını çok iyi konuşan elemanlarla saha çalışmaları yapacağız. O insanlarla gidilmedik ülke, şehir, köy, ticaret bölgesi bırakmayacağız. Çin ithalatı hangi ülkelerden yapıyor, Türkiye'nin bunda payı nedir? Neden Türkiye o ithalattan yeterince pay almıyor? Dünya ithalatından yüzde 1 pay alan Türkiye, halen yüzde 1 ihracat payıyla performansını sürdürüyor. Dünyanın en büyük ithalatçısı olan ve 1.6 trilyon dolar ithalat yapan ABD'den Türkiye neden 3.2 milyar dolar pay alıyor? Neden 1 trilyon dolarlık ithalat yapan Çin'den 1.5 milyar dolarlık bir payla binler seviyesinde pay alıyor. Bu konuda farkındalığı oluşturmamız gerekiyor. İyi tanıyacağız ve iyi tanıtacağız. Yapacağımız çalışmalarla hangi ürün ve sektörlerde başarılı olacağımızı ortaya çıkaracağız.
Türkiye'yi 300 beygirlik motor gücüne sahip ve 300 kilometre hızla gidebilecek bir otomobile benzetiyorum. Ancak Türkiye'nin bugün bu gücünün ne kadarını kullanabildiğinin, ne kadar sürat yapabildiğinin değerlendirilmesi gerekir.Çevre ve komşu ülkelerle ''sıfır sorun, sınırsız ticaret'' hedefi çerçevesinde çalışmaları yoğunlaştırdık. Yeter ki nereye ne satacağımızı bilelim, nereye neyi satamadığımızı iyi tespit yedelim. Bütün çalışmalarımız bunun üzerine odaklanmıştır. Türkiye'nin performansı son derece yüksektir. Türkiye sözü geçen ülke olmuştur''
Yurtdışı müteahhitlik sektörünün çalışmaları son derece başarılı bir şekilde devam ediyor. Sektör her şeye rağmen yıllık ortalama 20 milyar dolarlık bir taahhüt alıyor ve bunu 2012'ye kadar 30 milyar dolar rakamına çıkaracağız. Yılda en az 50 milyar dolar altyapı ve üst yapı işi üstlenilecek bir yapının oluşturulması gerekiyor. Hizmetler sektöründe ihracata önemli katkı veren müteahhitlik göz bebeği sektör. Bu sektörü ilgilendiren alanlarda Suudi Arabistan, Irak, Hindistan ve Avrupa'nın birçok bölgesinde çok ciddi yatırımlar yapılacak.
Orta Vadeli Program’da ihracat hedefi 107.5 milyar dolar. 115 milyar dolar hedef koyduk, TİM'den onun sözünü aldık. “Bunu biraz daha geçmemiz gerekir mi” diye yoğun bir gayret içerisindeyiz. Okyanuslara, büyük denizlere açılma planı yapıyoruz. Gemi limanda güvendedir ama hiçbir gemi limanda demirli beklesin diye yapılmaz. Bizim de bekleyecek durumda olmamamız gerek. Amacımız, sanayimizi, ticaretimizi, ihracatımızı küresel iklimden en az etkilenecek şekilde düzenlemek.
Strateji olmaksızın dış pazarlara açılmak yerine planlı şekilde dünya pazarlarına girmeyi içeren bir program hazırladık. Tüm ülkeleri, yaşanan gelişmeleri ve ülkelerin aldığı ekonomik kararları, öngörülerini, hedeflerini, dış ticaret stratejilerini birebir izledik.
İki ayda dış ticaret uzmanı olun / e-dış ticareti öğretiyor
Dış ticareti artık internetten ve elektronik ortamdan bağımsız düşünmek mümkün değil. Türkiye’de en yaygın e-dış ticaret eğitimini Yorktrade E-Dış Ticaret Okulları veriyor. Merkezi Newyork’ta olan Yorktrade, ilk şubesini 2002 yılında İzmir’de açtı. Halen İzmir, İstanbul, Bursa ve Ankara’da eğitimlerini sürdürüyor. Yorktrade E-Dış Ticaret Okulları İstanbul Genel Müdürü Ali Altınel, bugüne kadar 20 bin mezun verdiklerini belirtiyor. Türkiye’de dış ticaret bilen yetişmiş eleman eksikliği olduğunu belirten Altınel, “Türkiye’de genellikle eğitimler mevzuat ağırlıklı oluyor. Biz de ilk aşamada mevzuat eğitimi veriyoruz. İkinci aşamadaysa bilgisayar laboratuarlarımızda uluslararası pazarlara açılmayı öğreniyor” diyor. Yorktrade’in hafta içi beş gün, saat 9.30-13.30’da gerçekleşen eğitimleri dört haftada tamamlanıyor. Haftanın üç günü süren eğitimlerse 6 haftada bitiyor. Hafta sonu sabah ve öğleden sonra iki grup şeklinde verilen eğitimleriyse 8 haftada tamamlanıyor. Ayrıca kurum, eğitim alanlara bir yıl boyunca ücretsiz danışmanlık veriyor. Ağustos 2009’dan itibaren DTM, e-dış ticaret eğitimi alan şirketlerin eğitim masraflarının yüzde 70’ini karşılıyor. Yorktrade’in, DTM ve İGEME, onaylı ilk e-dış ticaret eğitimi veren kuruluş olduğunu da belirtelim.
TOBB - EKONOMİK FORUM DERGİSİ
Dış ticaret eğitiminde KOBİ’lere devlet desteği
İnternet üzerindeki tüm ticaret şekillerini ve e-dış ticareti gerçek piyasa kuralları ile uygulamalı gösteren, iç piyasada da internet üzerinden neler kazanılabileceğini anlatarak, profesyonel pazarlama ve e-dış ticareti uzmanı yetiştiren bir eğitim programı olan York-Trade, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) onaylı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından akredite bir eğitim kurumu.
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü İstanbul Müdürü Ali Altınel, internetin olduğu her yerden hem de hiç sermayeniz olmadan dış ticaret yapılabileceğini, tek yapmanız gerekenin alıcı ve satıcıyı tespit edip aralarında satışı gerçekleştirmek olduğunu söylüyor. Krizin etkisinin var olan dış ticaret açığıyla birleştiğinde ekonomi üzerinde daha etkili olduğuna dikkat çeken Altınel, “Bu bağlamda 60 milyar civarında olan dış ticaret açığımızın azalması ve KOBİ’lerimizin ürettikleri malları satma kabiliyetlerini artırmak, ihracat rakamlarını yukarı çekme amacı ile bazı devlet destekleri T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü ve İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi tarafından devreye alınmıştır. Ancak KOBİ’lerimiz günü kurtarma telaşı ve yeterince bilgi sahibi olmadıklarından devlet tarafından verilen destekleri farkında değil” diye konuştu.
KOBİ’LERE ULUSLARARASI ARENADA YER EDİNME OLANAĞI
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü’nün New York’ta yaşayan bir Türk tarafından 2003’te İzmir’de kurulduğunu anlatan Ali Altınel, enstitünün İstanbul’da faaliyete geçişinin altıncı yılı olduğunu söyledi. e-ticaret Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), 2010’da dış ticaret eğitimine katılan KOBİ’lerin masrafl arının yüzde 70’ini karşılayacak. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından akredite bir eğitim kurumu olan YorkTrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel, “KOBİ’lerimiz günü kurtarma telaşı ve yeterince bilgi sahibi olmadıklarından devlet tarafından verilen destekleri farkında değil” açıklamasında bulundu.
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel: “KOBİ’lerin eğitim masrafl arının yüzde 90’ı devlet tarafından karşılanmakta.
Bizim derdimiz bu konuyu KOBİ’lere anlatamamak. Bu durumdan haberdar olup da bu işin nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var.”
KOBİ’LER İÇİN 24 SAAT AÇIK FUAR İMKÂNI
Devlet tarafından KOBİ başına 20 bin dolar para tahsis edildiğini, ancak bu miktarın 21 Kasım itibarıyla 10 bin dolara düştüğünü anlatan Altınel şu açıklamayı yaptı:
“KOBİ’lere bu yardım devam ediyor ama 21 Kasım’da bir tebliğ değişikliğine gidilerek bu yardım 10 bin dolara düşürüldü. Önceden 20 bin dolardı. Şimdi 5 bin dolar şirket, 5 bin dolar da devlet desteği şeklinde oldu. Örneğin deri sektöründesiniz. Dünyada üye olabileceğiniz portal sayısı üç veya dörttür. Bunların da üyelik ücreti bin 500 dolarla 3 bin 500 dolar arasında değişir. Yani aslında üç yere üye olduğunuzda 10 bin dolar bir maliyet görürsünüz. Yani 5 bin dolarını devlet, 5 bin dolarını da firma karşılar. Bunun avantajı ne?
Siz üreticisiniz, mal satmak istiyorsunuz. Satış ilanları bırakıyorsunuz, kim olduğunuzu gösterebiliyorsunuz, ürünlerinizi sergileyebiliyorsunuz. Dünyanın herhangi bir yerinden deri ürünü almak isteyen internete girdiğinde size ulaşabiliyor. Yani 365 gün 24 saat açık bir fuar gibi düşünün o alanı.”Ağustos ayından 31 Aralık’a kadar 65 KOBİ’ye eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, dış ticaret yapmak için dış ticaret mevzuatını iyi bilmenin gerekli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Eğitim kadromuz, fi ilen bu işi yapan bankacı, lojistikçi ve dış ticaretçi insanlardan oluşuyor.Uluslararası internet pazarı çok büyük. 100 milyar doların üzerinde bir pazar.
Türkiye’nin pazar payı neredeyse sıfır. İnsanlar e-ticareti öğrensin istiyoruz. Çok büyük imkânlar sağlıyor. Uluslararası internet pazarında nasıl mal alınır, nasıl mal satılır, bunu öğretiyoruz. Önemli olan mal üretmek değil, mal pazarlamaktır. Türkiye’deki KOBİ’ler,KOSGEB’ler mevzuatı ve dış ticareti bilmedikleri için ellerindeki malları değerlendiremiyorlar veya başkaları aracılığıyla ürünlerini pazarlıyorlar. KOBİ’ler kendi işlerini kendileri yapabilecekleri gibi, bizden mezun olanları çalıştırırlarsa büyük kazanç elde edebilirler.
Zaten eleman alımı için direkt bize başvuruda bulunmaya başladılar. YorkTrade 2010’da Anadolu’ya da açılmayı hedefliyor.”
konularında ABD’nin lider olduğunu vurgulayan Ali Altınel , “ABD ve Avrupa’da çok yaygın olan e-ticaret ne yazık ki Türkiye’de pek bilinmiyor” dedi. İnsanları bilinçlendirmek, dış ticaret yaparak para kazanmalarının mümkün olduğunu göstermek için böyle bir okul açmayı uygun gördüklerini anlatan Altınel, şu anda YorkTrade’in İzmir, İstanbul ve Ankara olmak üzere
Türkiye’de üç ilde eğitim kurumu olarak faaliyet gösterdiğini belirtti. 2008’e kadar kişisel eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, 2003’ten bu yana mevzuat ve e-ticaret konularında YorkTrade Enstitüsü çatısı altında dış ticaret eğitimi verdiklerini ifade ederek “Amacımız, uluslararası pazarlara açılmak isteyenlere yardımcı olmak ve dünya genelinde kurulan portallarda
müşterileri buluşturmak” diye konuştu.
Altınel, KOBİ’lerin kurslara katılmaları halinde devlete ek bedel ödemekten çekindiklerini ancak devletin böyle bir beklentisi olmadığını anlatarak şu bilgiyi verdi:
“Devlet KOBİ’lere ‘Portallara üye ol, ürününü kaydet’ diyor. Üye olup iş yapmayan pek çok KOBİ var.
Aynen arabası olanın ehliyeti olmaması ya da ehliyeti olanın arabası olmaması gibi bir durum. KOBİ’lerin uluslararası arenada yer edinebilmesi için kamu özel sektörle işbirliğine girdi. Devletle iş yapan ilk kuruluş da Yorktrade oldu.”
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü’nde neler öğretiliyor?
Uluslararası pazarlama
Uluslararası ticarette ödeme şekilleri
Kambiyo mevzuatı
İhracat uygulamaları, dokümantasyonu ve analizi
İthalat uygulamaları, dokümantasyonu ve analizi
Dâhilde ve hariçte işleme rejimi
Sigortacılık
Lojistik ve taşımacılık
İthalat ve ihracat gümrüklemesi
Dış ticaretin finansmanı
İhracatta KDV iadesi
Uluslararası sözleşmeler
Uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözüm yolları
Serbest bölgeler mevzuatı ve uygulamaları
İhracatta devlet yardımları
İnternet üzerindeki tüm ticaret şekillerini ve e-dış ticareti gerçek piyasa kuralları ile uygulamalı gösteren, iç piyasada da internet üzerinden neler kazanılabileceğini anlatarak, profesyonel pazarlama ve e-dış ticareti uzmanı yetiştiren bir eğitim programı olan York-Trade, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) onaylı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından akredite bir eğitim kurumu.
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü İstanbul Müdürü Ali Altınel, internetin olduğu her yerden hem de hiç sermayeniz olmadan dış ticaret yapılabileceğini, tek yapmanız gerekenin alıcı ve satıcıyı tespit edip aralarında satışı gerçekleştirmek olduğunu söylüyor. Krizin etkisinin var olan dış ticaret açığıyla birleştiğinde ekonomi üzerinde daha etkili olduğuna dikkat çeken Altınel, “Bu bağlamda 60 milyar civarında olan dış ticaret açığımızın azalması ve KOBİ’lerimizin ürettikleri malları satma kabiliyetlerini artırmak, ihracat rakamlarını yukarı çekme amacı ile bazı devlet destekleri T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü ve İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi tarafından devreye alınmıştır. Ancak KOBİ’lerimiz günü kurtarma telaşı ve yeterince bilgi sahibi olmadıklarından devlet tarafından verilen destekleri farkında değil” diye konuştu.
KOBİ’LERE ULUSLARARASI ARENADA YER EDİNME OLANAĞI
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü’nün New York’ta yaşayan bir Türk tarafından 2003’te İzmir’de kurulduğunu anlatan Ali Altınel, enstitünün İstanbul’da faaliyete geçişinin altıncı yılı olduğunu söyledi. e-ticaret Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), 2010’da dış ticaret eğitimine katılan KOBİ’lerin masrafl arının yüzde 70’ini karşılayacak. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından akredite bir eğitim kurumu olan YorkTrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel, “KOBİ’lerimiz günü kurtarma telaşı ve yeterince bilgi sahibi olmadıklarından devlet tarafından verilen destekleri farkında değil” açıklamasında bulundu.
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel: “KOBİ’lerin eğitim masrafl arının yüzde 90’ı devlet tarafından karşılanmakta.
Bizim derdimiz bu konuyu KOBİ’lere anlatamamak. Bu durumdan haberdar olup da bu işin nasıl yapılacağını bilmeyen binlerce KOBİ var.”
KOBİ’LER İÇİN 24 SAAT AÇIK FUAR İMKÂNI
Devlet tarafından KOBİ başına 20 bin dolar para tahsis edildiğini, ancak bu miktarın 21 Kasım itibarıyla 10 bin dolara düştüğünü anlatan Altınel şu açıklamayı yaptı:
“KOBİ’lere bu yardım devam ediyor ama 21 Kasım’da bir tebliğ değişikliğine gidilerek bu yardım 10 bin dolara düşürüldü. Önceden 20 bin dolardı. Şimdi 5 bin dolar şirket, 5 bin dolar da devlet desteği şeklinde oldu. Örneğin deri sektöründesiniz. Dünyada üye olabileceğiniz portal sayısı üç veya dörttür. Bunların da üyelik ücreti bin 500 dolarla 3 bin 500 dolar arasında değişir. Yani aslında üç yere üye olduğunuzda 10 bin dolar bir maliyet görürsünüz. Yani 5 bin dolarını devlet, 5 bin dolarını da firma karşılar. Bunun avantajı ne?
Siz üreticisiniz, mal satmak istiyorsunuz. Satış ilanları bırakıyorsunuz, kim olduğunuzu gösterebiliyorsunuz, ürünlerinizi sergileyebiliyorsunuz. Dünyanın herhangi bir yerinden deri ürünü almak isteyen internete girdiğinde size ulaşabiliyor. Yani 365 gün 24 saat açık bir fuar gibi düşünün o alanı.”Ağustos ayından 31 Aralık’a kadar 65 KOBİ’ye eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, dış ticaret yapmak için dış ticaret mevzuatını iyi bilmenin gerekli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Eğitim kadromuz, fi ilen bu işi yapan bankacı, lojistikçi ve dış ticaretçi insanlardan oluşuyor.Uluslararası internet pazarı çok büyük. 100 milyar doların üzerinde bir pazar.
Türkiye’nin pazar payı neredeyse sıfır. İnsanlar e-ticareti öğrensin istiyoruz. Çok büyük imkânlar sağlıyor. Uluslararası internet pazarında nasıl mal alınır, nasıl mal satılır, bunu öğretiyoruz. Önemli olan mal üretmek değil, mal pazarlamaktır. Türkiye’deki KOBİ’ler,KOSGEB’ler mevzuatı ve dış ticareti bilmedikleri için ellerindeki malları değerlendiremiyorlar veya başkaları aracılığıyla ürünlerini pazarlıyorlar. KOBİ’ler kendi işlerini kendileri yapabilecekleri gibi, bizden mezun olanları çalıştırırlarsa büyük kazanç elde edebilirler.
Zaten eleman alımı için direkt bize başvuruda bulunmaya başladılar. YorkTrade 2010’da Anadolu’ya da açılmayı hedefliyor.”
konularında ABD’nin lider olduğunu vurgulayan Ali Altınel , “ABD ve Avrupa’da çok yaygın olan e-ticaret ne yazık ki Türkiye’de pek bilinmiyor” dedi. İnsanları bilinçlendirmek, dış ticaret yaparak para kazanmalarının mümkün olduğunu göstermek için böyle bir okul açmayı uygun gördüklerini anlatan Altınel, şu anda YorkTrade’in İzmir, İstanbul ve Ankara olmak üzere
Türkiye’de üç ilde eğitim kurumu olarak faaliyet gösterdiğini belirtti. 2008’e kadar kişisel eğitim verdiklerini söyleyen Altınel, 2003’ten bu yana mevzuat ve e-ticaret konularında YorkTrade Enstitüsü çatısı altında dış ticaret eğitimi verdiklerini ifade ederek “Amacımız, uluslararası pazarlara açılmak isteyenlere yardımcı olmak ve dünya genelinde kurulan portallarda
müşterileri buluşturmak” diye konuştu.
Altınel, KOBİ’lerin kurslara katılmaları halinde devlete ek bedel ödemekten çekindiklerini ancak devletin böyle bir beklentisi olmadığını anlatarak şu bilgiyi verdi:
“Devlet KOBİ’lere ‘Portallara üye ol, ürününü kaydet’ diyor. Üye olup iş yapmayan pek çok KOBİ var.
Aynen arabası olanın ehliyeti olmaması ya da ehliyeti olanın arabası olmaması gibi bir durum. KOBİ’lerin uluslararası arenada yer edinebilmesi için kamu özel sektörle işbirliğine girdi. Devletle iş yapan ilk kuruluş da Yorktrade oldu.”
Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü’nde neler öğretiliyor?
Uluslararası pazarlama
Uluslararası ticarette ödeme şekilleri
Kambiyo mevzuatı
İhracat uygulamaları, dokümantasyonu ve analizi
İthalat uygulamaları, dokümantasyonu ve analizi
Dâhilde ve hariçte işleme rejimi
Sigortacılık
Lojistik ve taşımacılık
İthalat ve ihracat gümrüklemesi
Dış ticaretin finansmanı
İhracatta KDV iadesi
Uluslararası sözleşmeler
Uluslararası ticari uyuşmazlıkların çözüm yolları
Serbest bölgeler mevzuatı ve uygulamaları
İhracatta devlet yardımları
Gaziantep Üniversitesi Gazetesi - Üniversitemizde “E – ticaret” Semineri Düzenlendi 17 Mart 2009
Üniversitemizde “E – ticaret” Semineri Düzenlendi 17 Mart 2009
Gaziantep Üniversitesi Bilişim Kulübü tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Konferans Salonu’nda, Yorktrade Dış Ticaret Uzmanı Ali Altınel ve e – Ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı’nın konuşmacı olarak katılacağı, “Sanal dünyada gerçek para kazanmanın yolları” , “Dış ticarette kariyer” , “E – ticaret”, “İthalat ve ihracatta e-ticaretin similasyonlu uygulaması” konularında seminer düzenlendi.
Konferansın açılışında konuşan Üniversitemiz Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, “Cuma günü lösemili çocuklar için gönüllü eğitmenlik programımız başlıyor. Lösemili çocuklar için yaklaşık bin 100 tane kitap topladık. Onlar için Gaziantepspor’un formalarını yaptırdık. Ama onlar bizden dört büyük takımın formalarını istediler. Bu konuda sizlerin desteğini bekliyoruz. Etkinliklerimizin gerçekleşmesinde bizlere destek olan Rektörümüz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve Rektör Danışmanımız Prof. Dr. Mehmet Özaslan’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından Bilgisayar Destekli Çizim Kursu’nda ders veren Öğr. Gör. Ali Şeref Cengiz’e teşekkür belgesi verildi. Prof. Dr. Özaslan, “6 Ağustos 2008 tarihinden beri Üniversitemiz kabuk değiştiriyor. Hemen hemen her gün 3 etkinlikle karşınıza çıkıyoruz. Bu etkinliklerin yapılmasında yaptığı konferanslarla, seminerlerle, kurslarla büyük katkılar sağlayan Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü’ye çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Özaslan’ın konuşmasından sonra “Bilgisayar Destekli Çizim Kursu”na katılan 39 öğrenciye sertifikaları verildi.
Yorktrade olarak, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı e – iç ve dış ticaret hakkında bireylerin eğitim almasını sağladıklarını belirten Yorktrade Ticaret Uzmanı Ali Altınel, “Yorktrade programı interneti kullanarak yapılan tüm ticaret şekillerini ve e – dış ticareti uygulamalı gerçek piyasa kuralları ile iç piyasada da neler yapılabileceğini göstererek yaptıran ilk ve tek yasal sertifika kariyer programıdır” ifadesinde bulundu.
Türkiye’nin yıllık 200 milyar dolara yakın ithalat, 140 milyar dolara yakın ihracat yaptığını vurgulayan Altınel, ülkemizde 100 üreticiden ancak 8’inin ürettiğini satabilme yeteneği olduğunu kaydetti.
E- dış ticaretinin bilinmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen E – ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı, her yıl yaklaşık 300 bin kişinin üniversiteden mezun olduğunu ve iş arayanlar ordusuna katıldığını belirtti. Firmalar tarafından tercih edilebilir olmanın yollarını anlatan Çadırcı, “Şirketler sizlerden deneyim, farklılık ve o firmaya para kazandırmanızı ister. Pazarlama ve satışı mutlaka öğrenin. Eğer iş başvurusunda bulunduğunuz şirket satış yapmıyorsa bile, orada çalışabilmek için en azından kendinizi onlara satmaya yani beğendirmeye çalışırsınız” diye konuştu.
Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99,6’sının KOBİ’lerden oluştuğunu vurgulayan Çadırcı, KOBİ’lerin dış ticaret bilgisizliği, bilgisayar ve nitelikli iş gücü bulmada sorunlar yaşadıklarını kaydetti.
Gaziantep Üniversitesi Bilişim Kulübü tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Konferans Salonu’nda, Yorktrade Dış Ticaret Uzmanı Ali Altınel ve e – Ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı’nın konuşmacı olarak katılacağı, “Sanal dünyada gerçek para kazanmanın yolları” , “Dış ticarette kariyer” , “E – ticaret”, “İthalat ve ihracatta e-ticaretin similasyonlu uygulaması” konularında seminer düzenlendi.
Konferansın açılışında konuşan Üniversitemiz Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, “Cuma günü lösemili çocuklar için gönüllü eğitmenlik programımız başlıyor. Lösemili çocuklar için yaklaşık bin 100 tane kitap topladık. Onlar için Gaziantepspor’un formalarını yaptırdık. Ama onlar bizden dört büyük takımın formalarını istediler. Bu konuda sizlerin desteğini bekliyoruz. Etkinliklerimizin gerçekleşmesinde bizlere destek olan Rektörümüz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve Rektör Danışmanımız Prof. Dr. Mehmet Özaslan’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından Bilgisayar Destekli Çizim Kursu’nda ders veren Öğr. Gör. Ali Şeref Cengiz’e teşekkür belgesi verildi. Prof. Dr. Özaslan, “6 Ağustos 2008 tarihinden beri Üniversitemiz kabuk değiştiriyor. Hemen hemen her gün 3 etkinlikle karşınıza çıkıyoruz. Bu etkinliklerin yapılmasında yaptığı konferanslarla, seminerlerle, kurslarla büyük katkılar sağlayan Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü’ye çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Özaslan’ın konuşmasından sonra “Bilgisayar Destekli Çizim Kursu”na katılan 39 öğrenciye sertifikaları verildi.
Yorktrade olarak, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı e – iç ve dış ticaret hakkında bireylerin eğitim almasını sağladıklarını belirten Yorktrade Ticaret Uzmanı Ali Altınel, “Yorktrade programı interneti kullanarak yapılan tüm ticaret şekillerini ve e – dış ticareti uygulamalı gerçek piyasa kuralları ile iç piyasada da neler yapılabileceğini göstererek yaptıran ilk ve tek yasal sertifika kariyer programıdır” ifadesinde bulundu.
Türkiye’nin yıllık 200 milyar dolara yakın ithalat, 140 milyar dolara yakın ihracat yaptığını vurgulayan Altınel, ülkemizde 100 üreticiden ancak 8’inin ürettiğini satabilme yeteneği olduğunu kaydetti.
E- dış ticaretinin bilinmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen E – ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı, her yıl yaklaşık 300 bin kişinin üniversiteden mezun olduğunu ve iş arayanlar ordusuna katıldığını belirtti. Firmalar tarafından tercih edilebilir olmanın yollarını anlatan Çadırcı, “Şirketler sizlerden deneyim, farklılık ve o firmaya para kazandırmanızı ister. Pazarlama ve satışı mutlaka öğrenin. Eğer iş başvurusunda bulunduğunuz şirket satış yapmıyorsa bile, orada çalışabilmek için en azından kendinizi onlara satmaya yani beğendirmeye çalışırsınız” diye konuştu.
Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99,6’sının KOBİ’lerden oluştuğunu vurgulayan Çadırcı, KOBİ’lerin dış ticaret bilgisizliği, bilgisayar ve nitelikli iş gücü bulmada sorunlar yaşadıklarını kaydetti.
Sivas İl Gazetesi - Kobilere İç Ve Dış Ticaret Eğitimi
Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü işbirliğiyle KOBİ'lere yönelik 'İç ve Dış Ticaret Eğitimi' verildi.
SİVAS (İHA) - Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü işbirliğiyle KOBİ'lere yönelik 'İç ve Dış Ticaret Eğitimi' verildi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından akredite bir eğitim kurumu olan Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel ve Eğitim Uzmanı İlker Çatal'ın verdiği 2 gün süreli eğitim programına Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıtlı ve Sivas'ta faaliyette bulunan 15 firmadan 20 kişi katıldı.
YorkTrade hakkında bilgi verilirken, internet üzerindeki tüm ticaret şekillerini ve e-dış ticareti gerçek piyasa kuralları ile uygulamalı gösteren, iç piyasada da internet üzerinden neler kazanılabileceği anlatarak, profesyonel pazarlama ve e-dış ticaret uzmanı yetiştiren bir eğitim programı olduğu anlatıldı.
Yorktrade Dış Ticaret Müdürü Ali Altınel, internetin olduğu her yerden hem de hiç sermayeniz olmadan dış ticaret yapılabileceğini, tek yapmanız gerekenin alıcı ve satıcıyı tespit edip aralarından satışı gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
Eğitim Uzmanı İlker Çatal ise dış ticaret konusunda firmaları bilgilendirdi.
SİVAS (İHA) - Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü işbirliğiyle KOBİ'lere yönelik 'İç ve Dış Ticaret Eğitimi' verildi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından akredite bir eğitim kurumu olan Yorktrade Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Ali Altınel ve Eğitim Uzmanı İlker Çatal'ın verdiği 2 gün süreli eğitim programına Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıtlı ve Sivas'ta faaliyette bulunan 15 firmadan 20 kişi katıldı.
YorkTrade hakkında bilgi verilirken, internet üzerindeki tüm ticaret şekillerini ve e-dış ticareti gerçek piyasa kuralları ile uygulamalı gösteren, iç piyasada da internet üzerinden neler kazanılabileceği anlatarak, profesyonel pazarlama ve e-dış ticaret uzmanı yetiştiren bir eğitim programı olduğu anlatıldı.
Yorktrade Dış Ticaret Müdürü Ali Altınel, internetin olduğu her yerden hem de hiç sermayeniz olmadan dış ticaret yapılabileceğini, tek yapmanız gerekenin alıcı ve satıcıyı tespit edip aralarından satışı gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
Eğitim Uzmanı İlker Çatal ise dış ticaret konusunda firmaları bilgilendirdi.
ŞanlıUrfa Gazetesi - ŞANLIURFALI GENÇLER DÜNYA’YA AÇILACAK
ŞUTSO da tanıtımı yapılan projeye kursiyerler dâhil olmak üzere eğitmenlik yapacak olan dış ticaret uzmanı Ali ALTINEL ve ŞUTSO bakanı E. Sabri ERTEKİN de katıldı amaçlarının ilde eksikliği duyulan farklı meslek gruplarında 20'si kadın 30 'u erkek olan lisan mezunu işsiz gencin mesleki eğitim ve dil eğitimi verilerek iş hayatına hazırlamak olduğunu söyleyen ERTEKİN ayrıca gençlerin uluslararası geçerliliği olan bir dış ticaret eğitimi alabilmesi için merkezi New York ta olan İstanbul Yorktrade kurumundan yardım istendiği belirtti.
Eğitimci dış ticaret uzmanı Ali ALTINEL de bu projenin Şanlıurfa da başarılı olacağına inandığını dile getirirken kursiyerler de verilen yüzde yetmiş başarı sözü olduğunu belirtip bunu yapmakta kararlı olduklarını dile getirdiler.
Eğitimci dış ticaret uzmanı Ali ALTINEL de bu projenin Şanlıurfa da başarılı olacağına inandığını dile getirirken kursiyerler de verilen yüzde yetmiş başarı sözü olduğunu belirtip bunu yapmakta kararlı olduklarını dile getirdiler.
Trakya Üniversitesi Gazetesi - 1.KARİYER GÜNLERİ TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kariyer ve Yönetim Topluluğu tarafından düzenlenen 1. Kariyer Günleri Toplantısı, 29-30 Nisan tarihlerinde Türkan Sabancı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kariyer Topluluğu tanıtımının slayt gösterisi ile başlayan program, açılış konuşmaları ile devam etti. Yrd. Doç. Dr. Ebru BOYACIOĞLU yaptığı açılış konuşmasında; Trakya Üniversitesi’nin uluslar arası statüde gelişmeye kendini adadığının altını çizerek, demokratik, laik bir anlayışı olan bu kuruma ait olmaktan gurur duyduğunu ve bu tür toplantıların öğrencileri iş dünyasına hazırlamakta büyük katkı sağlayacağını belirtti. Bu sayede iş yaşamını henüz üniversite yıllarında yakalama fırsatı bulunacağından söz ederek üniversite ve iş dünyasının iş birliğinin ortaya konduğunu kaydetti.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derman KÜÇÜKALTAN, günümüz dünyasında küreselleşme ile bilgi paylaşımının gündeme geldiğinden söz ederek, çağımızda özel sektörün öne çıkmaya başladığını ve özel sektöre uygun eğitim verilmesi gerektiği hususuna değindi. Önemli olanın sadece eğitimi tamamlamak olmadığını ve asıl dikkat edilmesi gerekenin alınan eğitimin üzerine sosyalleşerek kendini geliştirmek olduğunu vurgulayarak,’ Özellikle iktisat öğrencisi içe dönük biri olmamalı, bu zihniyetle yola çıkarak bu toplantıyı düzenledik. Bu konuda şirket yöneticilerini de mesleki yönden katkıları olacağını düşünerek sizlerle buluşturuyoruz. ‘dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Netron Teknoloji Genel Müdürü Bülent TEKMEN ‘Bilişimde gelecek neler getirecek?’ , Olin Edirne Yağ Sanayi ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Okyar YAYALAR ‘Türkiye’de ki yağ sektörüne genel bir bakış’, Tekzen Marketler Zinciri Pazarlama Müdürü Toygar BARUT ‘Örgütlü perakendecilik sektöründe bir başarı öyküsü’ , Yorktrade Foreign İnstutite Dış Ticaret Uzmanı Ali ALTINEL ve E-Ticaret Uzmanı Serkan ÇADIRCI ‘ Sanal Dünya’da gerçek para kazanmanın yolu: E-Ticaret’ konularını anlattılar.
Toplantının 2. Günü 30 Nisan 2009’da, STFA Deniz İnşaat A.Ş. Yıldız KARADENİZ ‘Kalite yönetiminde kariyer’, İnsan Kaynakları Yönetmeni Burcu BERKER ‘Garanti Bankası’nda insan kaynakları uygulamaları ve yeni mezun alım programları’, STFA inşaat A.Ş. Aslı POÇAN ‘Yetkinlik bazlı mülakat’, Renault- Mais Genel Müdürü İbrahim AYBAR ‘Dünya’da ve Türkiye’de otomotiv sektörü’ Euroserve Hizmet işletmeleri A.Ş. Proje Müdürü M.Sedat ŞENOL ‘Türkiye2de hizmet sektörü’ ve Petrol Ofisi Kurumsal İletişim Koordinatörü Ragıp ERTUĞRUL ‘Şirketlerin Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları’ konularını anlattılar.
Toplantının ardından verilen kokteyl ile program sona erdi.
Kariyer Topluluğu tanıtımının slayt gösterisi ile başlayan program, açılış konuşmaları ile devam etti. Yrd. Doç. Dr. Ebru BOYACIOĞLU yaptığı açılış konuşmasında; Trakya Üniversitesi’nin uluslar arası statüde gelişmeye kendini adadığının altını çizerek, demokratik, laik bir anlayışı olan bu kuruma ait olmaktan gurur duyduğunu ve bu tür toplantıların öğrencileri iş dünyasına hazırlamakta büyük katkı sağlayacağını belirtti. Bu sayede iş yaşamını henüz üniversite yıllarında yakalama fırsatı bulunacağından söz ederek üniversite ve iş dünyasının iş birliğinin ortaya konduğunu kaydetti.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derman KÜÇÜKALTAN, günümüz dünyasında küreselleşme ile bilgi paylaşımının gündeme geldiğinden söz ederek, çağımızda özel sektörün öne çıkmaya başladığını ve özel sektöre uygun eğitim verilmesi gerektiği hususuna değindi. Önemli olanın sadece eğitimi tamamlamak olmadığını ve asıl dikkat edilmesi gerekenin alınan eğitimin üzerine sosyalleşerek kendini geliştirmek olduğunu vurgulayarak,’ Özellikle iktisat öğrencisi içe dönük biri olmamalı, bu zihniyetle yola çıkarak bu toplantıyı düzenledik. Bu konuda şirket yöneticilerini de mesleki yönden katkıları olacağını düşünerek sizlerle buluşturuyoruz. ‘dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Netron Teknoloji Genel Müdürü Bülent TEKMEN ‘Bilişimde gelecek neler getirecek?’ , Olin Edirne Yağ Sanayi ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Okyar YAYALAR ‘Türkiye’de ki yağ sektörüne genel bir bakış’, Tekzen Marketler Zinciri Pazarlama Müdürü Toygar BARUT ‘Örgütlü perakendecilik sektöründe bir başarı öyküsü’ , Yorktrade Foreign İnstutite Dış Ticaret Uzmanı Ali ALTINEL ve E-Ticaret Uzmanı Serkan ÇADIRCI ‘ Sanal Dünya’da gerçek para kazanmanın yolu: E-Ticaret’ konularını anlattılar.
Toplantının 2. Günü 30 Nisan 2009’da, STFA Deniz İnşaat A.Ş. Yıldız KARADENİZ ‘Kalite yönetiminde kariyer’, İnsan Kaynakları Yönetmeni Burcu BERKER ‘Garanti Bankası’nda insan kaynakları uygulamaları ve yeni mezun alım programları’, STFA inşaat A.Ş. Aslı POÇAN ‘Yetkinlik bazlı mülakat’, Renault- Mais Genel Müdürü İbrahim AYBAR ‘Dünya’da ve Türkiye’de otomotiv sektörü’ Euroserve Hizmet işletmeleri A.Ş. Proje Müdürü M.Sedat ŞENOL ‘Türkiye2de hizmet sektörü’ ve Petrol Ofisi Kurumsal İletişim Koordinatörü Ragıp ERTUĞRUL ‘Şirketlerin Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları’ konularını anlattılar.
Toplantının ardından verilen kokteyl ile program sona erdi.
Bursa - Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Türkiye'deki ilk ve tek özel uygulamalı Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitim Kurumu olan Yorktrade, Bursa'da Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) üyelerine yönelik 'E-Dış Ticaret' konulu bir seminer düzenledi.
Seminer, Kültürpark'taki BUSİAD Evi'nde gerçekleştirildi. Seminere, BUSİAD üyelerinin yanı sıra Yorktrade öğrencileri ve uygulamalı dış ticaret konusunda bilgi almak isteyen davetliler de katıldı.
Seminerde bir konuşma yapan Yorktrade İstanbul Genel Müdürü Ali Altınel, firmaların mevcut potansiyellerinin farkına varamadıklarından yakındı. Türkiye'de çok iyi üretim yapıldığını fakat üretimler için pazar oluşturulmadığını belirten Altınel, "Örnek verecek olursak, Türkiye'de üretimin yüzde 95'ini KOBİ ölçekli firmalar yapıyor. Yine istihdamın yüzde 45'ini bu şirketler sağlıyor. İhracat gelirlerinden ise bu firmalar, sadece yüzde 9 pay alıyor. Parayı satanlar kazanıyor. Niye üreten kazanmasın?" dedi.
Üretici kesime para kazandırmak ve iç pazara olan bağımlılığı azaltmak için yola çıktıklarını kaydeden Genel Müdür Ali Altınel, bunun için tüm şartların hazır olduğunu söyledi. Türkiye'nin üretmeyi bildiğini fakat satamayan bir ülke olduğunu belirten Altınel, Hollanda'dan örnek vererek, "Hollanda, Türkiye'yi pilot bölge olarak seçti. Yakın zamanda burada 600 Hollandalı firma kuruldu. Sırf ürettiğimiz ürünleri pazarlamak için" diye konuştu.
Yorktrade Bursa Kurumsal Danışmanı İsmail Şahan da elektronik dış ticaret konusunda katılımcılara bilgiler verdi. E-ticaretin zaman ve mekan kavramını ortadan kaldırdığını belirten Şahan, Türkiye'de KOBİ ölçekli firmaların internetten uzak olduğunu vurguladı. Şahan, şunları söyledi:
"Türkiye'de yüzde 70 KOBİ'nin bırakın web sitelerinin olmasını, bir e-mail adresi bile yok. Firmanızın web sitesi olması demek, 7/24 esasına göre çalışmanız demek. Bir fuara katılımın yüz bin dolarlarla ölçüldüğünü göz önüne alırsak, bu müthiş bir imkan. Ayrıca Türkiye'de, 2007'den itibaren, dış ticaretle ilgili tüm işlemler internet üzerinden yapılıyor.
Seminer, Kültürpark'taki BUSİAD Evi'nde gerçekleştirildi. Seminere, BUSİAD üyelerinin yanı sıra Yorktrade öğrencileri ve uygulamalı dış ticaret konusunda bilgi almak isteyen davetliler de katıldı.
Seminerde bir konuşma yapan Yorktrade İstanbul Genel Müdürü Ali Altınel, firmaların mevcut potansiyellerinin farkına varamadıklarından yakındı. Türkiye'de çok iyi üretim yapıldığını fakat üretimler için pazar oluşturulmadığını belirten Altınel, "Örnek verecek olursak, Türkiye'de üretimin yüzde 95'ini KOBİ ölçekli firmalar yapıyor. Yine istihdamın yüzde 45'ini bu şirketler sağlıyor. İhracat gelirlerinden ise bu firmalar, sadece yüzde 9 pay alıyor. Parayı satanlar kazanıyor. Niye üreten kazanmasın?" dedi.
Üretici kesime para kazandırmak ve iç pazara olan bağımlılığı azaltmak için yola çıktıklarını kaydeden Genel Müdür Ali Altınel, bunun için tüm şartların hazır olduğunu söyledi. Türkiye'nin üretmeyi bildiğini fakat satamayan bir ülke olduğunu belirten Altınel, Hollanda'dan örnek vererek, "Hollanda, Türkiye'yi pilot bölge olarak seçti. Yakın zamanda burada 600 Hollandalı firma kuruldu. Sırf ürettiğimiz ürünleri pazarlamak için" diye konuştu.
Yorktrade Bursa Kurumsal Danışmanı İsmail Şahan da elektronik dış ticaret konusunda katılımcılara bilgiler verdi. E-ticaretin zaman ve mekan kavramını ortadan kaldırdığını belirten Şahan, Türkiye'de KOBİ ölçekli firmaların internetten uzak olduğunu vurguladı. Şahan, şunları söyledi:
"Türkiye'de yüzde 70 KOBİ'nin bırakın web sitelerinin olmasını, bir e-mail adresi bile yok. Firmanızın web sitesi olması demek, 7/24 esasına göre çalışmanız demek. Bir fuara katılımın yüz bin dolarlarla ölçüldüğünü göz önüne alırsak, bu müthiş bir imkan. Ayrıca Türkiye'de, 2007'den itibaren, dış ticaretle ilgili tüm işlemler internet üzerinden yapılıyor.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Gazetesi - 3. İnovasyon Zirvesi bugün yapılıyor
Olayların farklı yorum ve bakış açılarıyla değerlendirildiği 3. inovasyon Zirvesi'nde ATSO Başkanı Hüsnü Serteser de bir konuşa yapacak.
AKÜ'nün ev sahipliğinde Afyon Kocatepe Üniversitesi AKÜ İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen 3. İnovasyon zirvesi bugün yapılıyor. "Eski köye yeni adet getirenlerin buluşma noktası" sloganıyla düzenlenen zirvede Afyonkarahisar Ticaret ce Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser de bir konuşma yapacak.
Toplantıyı düzenleyen İşletme ve Ekonomi Kulübü Başkanı Ali Erişti'nin konuşmasıyla saat 10.00'da başlayacak zirvede Yard. Doç. Dr. Tuğrul Kandemir AKÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş ATSO Başkanı Hüsnü Serteser Xing Türkiye Pazarlama Müdürü Pelin Ayan Yorktrade Dış Ticaret Uzmanı Ali Altınel ve aynı firmanın e-ticaret uzmanı Serkan Çadırcı ile Fikrimühimcom proje koordinatörü Renan Tavukçuoğlu birer konuşa yapacaklar.
AKÜ'nün ev sahipliğinde Afyon Kocatepe Üniversitesi AKÜ İşletme ve Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen 3. İnovasyon zirvesi bugün yapılıyor. "Eski köye yeni adet getirenlerin buluşma noktası" sloganıyla düzenlenen zirvede Afyonkarahisar Ticaret ce Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser de bir konuşma yapacak.
Toplantıyı düzenleyen İşletme ve Ekonomi Kulübü Başkanı Ali Erişti'nin konuşmasıyla saat 10.00'da başlayacak zirvede Yard. Doç. Dr. Tuğrul Kandemir AKÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş ATSO Başkanı Hüsnü Serteser Xing Türkiye Pazarlama Müdürü Pelin Ayan Yorktrade Dış Ticaret Uzmanı Ali Altınel ve aynı firmanın e-ticaret uzmanı Serkan Çadırcı ile Fikrimühimcom proje koordinatörü Renan Tavukçuoğlu birer konuşa yapacaklar.